Translation of "Alışılmış" in English

Bu alışılmış değil, değil mi?

That's unusual, isn't it?

Geleceği olmayan o alışılmış işlerden uzak bir şekilde,

I need you to get out of that zone of convenience,

Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.

Tom almost never does anything out of the ordinary.

Alışılmış olandan farklı bir bağlamda bir şey görmek şaşırtıcı olabilir.

Seeing something in a different context than the accustomed one can be surprising.

Ve şu gerçek var ki, işe alımlarda halen süren alışılmış "Bizdendir" mantığı

And the fact that hiring typically still happens along "people like me" lines,

Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.

Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.