Translation of "Afrikalı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Afrikalı" in a sentence and their english translations:

Ben Afrikalı değilim.

I'm not from Africa.

O bir Afrikalı Amerikalı.

He's an African American.

Almanya'da çok Afrikalı var mı?

- Are there a lot of Africans in Germany?
- Are there many Africans in Germany?

Babam Güney Afrika'dan. O, Güney Afrikalı.

My father is from South Africa. He is South African.

Afrikalı Amerikalı, Asyalı Amerikalı, Fransız, Alman, Rus

you know, you have African American, Asian American, French, German, Russian,

Keşke Tatoeba'da daha fazla Afrikalı dilleri olsa.

I wish there were more African languages in Tatoeba.

Arkhangelsk'te bir Afrikalı ... Bunu hayal edebiliyor musunuz?

An African in Arkhangelsk... can you imagine that?

Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.

African Americans demonstrated for civil rights.

Ve Nobel Barış ödülünü alan ilk Afrikalı kadın

the first African woman to receive the Nobel Peace prize,

19. yüzyılda birçok Afrikalı Amerika'da köle olarak satıldı.

In the nineteenth century, many Africans were sold as slaves in the United States.

Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya

They were the first Europeans to sail directly to sub-Saharan Africa

Bu ayrıca sizi Amerikan ve Afrikalı üreticilerden de koruyor.

It is also helping protect you from American or African producers.

- Bazı Afrikalı karıncayiyenler on yıla kadar yaşayabilir.
- Bazı yerdomuzları on yıla kadar yaşayabilir.
- Bazı karıncayiyenler on yıla kadar yaşayabilir.

Some aardvarks can live up to ten years.

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."