Translation of "Adamım" in English

0.018 sec.

Examples of using "Adamım" in a sentence and their english translations:

Adamım, sen sarhoşsun.

Man, you're drunk.

Caz? Adamım, denedim.

Jazz? Man, I've tried.

- Ben Tom'u yenen adamım.
- Ben Tom'u döven adamım.

I'm the guy who beat Tom.

Ben sadece bir adamım,

I'm only one man,

Adamım, hiç iyi görünmüyorsun!

My, you're looking green around the gills.

Ben yalnız bir adamım.

- I am a lonely man.
- I'm a lonely man.

Ben yaşlı bir adamım.

I'm an old man.

Ben iyi bir adamım.

- I'm a nice guy.
- I'm a good guy.

Ben sabırlı bir adamım.

I'm a patient man.

Ben masum bir adamım.

I'm an innocent man.

Ben meşgul bir adamım.

I'm a busy man.

Ben şanslı bir adamım.

I'm a lucky man.

Ben dikkatli bir adamım.

I'm a careful man.

Ben farklı bir adamım.

I'm a different man.

Ben dürüst bir adamım.

I'm an honest man.

Dünyadaki en şanslı adamım.

I'm the luckiest guy in the world.

Ben uyumlu bir adamım.

I'm a congruent man.

Ben evli bir adamım.

- I am a married man.
- I'm a married man.

Dünyadaki en mutlu adamım.

- I am the happiest man in the world.
- I'm the happiest man in the world.

Ben mutlu bir adamım.

I'm a happy man.

Ben tasasız bir adamım.

I'm a laid-back guy.

Ben zengin bir adamım.

- I'm a rich man.
- I'm a wealthy man.

Ben normal bir adamım.

I'm a normal guy.

Tom benim ideal adamım.

Tom is my ideal man.

Ben iyimser bir adamım.

I'm an optimistic guy.

Ben rekabetçi bir adamım.

I'm a competitive guy.

Geri gel buraya, adamım!

Come back here, man!

Ben büyük bir adamım.

I'm a big guy.

Ben akıllı bir adamım.

I'm a smart guy.

Ben sessiz bir adamım.

I'm a quiet guy.

Ben şanssız bir adamım.

I'm an unlucky guy.

Ben inatçı bir adamım.

I'm a stubborn man.

Ben yaratıcı bir adamım.

I'm a creative guy.

Ben günahkâr bir adamım.

- I am a sinful man.
- I'm a sinful man.

Sanırım şanslı bir adamım.

- I think I'm a lucky guy.
- I think that I'm a lucky guy.

Ben kötü bir adamım.

- I am a bad man.
- I'm a bad man.

Ben sadece başka bir adamım.

I'm just another man.

Ben, 22 yaşında bir adamım.

I am a 22 year-old man.

Ben oldukça mutlu bir adamım.

I'm a pretty happy guy.

Ben çok meşgul bir adamım.

I'm a very busy man.

Ben sadece normal bir adamım.

I'm just a normal guy.

Showa döneminde doğmuş bir adamım.

I'm a man born in the Showa era.

Şimdi gerçekten yaşlı bir adamım.

Now I'm a real old man.

Ben istasyonda Tom'la tanışan adamım.

I'm the guy who met Tom at the station.

Ben dünyadaki en şanslı adamım.

I'm the luckiest man in the world.

Ben çok şanslı bir adamım.

I'm a very lucky man.

Ben özgür bir adamım, Dan.

I'm a free man, Dan.

Ben hazırım, adamım. Onu getir!

I'm ready, man. Bring it!

Ben dünyadaki son akıllı adamım.

I'm the last sane man in the world.

Ben aslında iyi bir adamım.

I'm actually a nice guy.

Ben oldukça dürüst bir adamım.

I'm a pretty honest guy.

Ben oldukça şanslı bir adamım.

I'm a pretty lucky guy.

Ben gerçekten basit bir adamım.

I'm a real simple guy.

Ben oldukça inatçı bir adamım.

I'm a pretty stubborn guy.

Ben oldukça meşgul bir adamım.

I'm a pretty busy guy.

Ben ağır hasta bir adamım.

I'm a seriously ill man.

Ben çok üzgün bir adamım.

I am a very sad man.

Ben Allah'tan korkan bir adamım.

I'm a God-fearing man.

Ben şimdi evli bir adamım.

I'm a married man now.

Zaman nasıl da değişti, adamım.

Man, how times have changed.

Ben sadece Boston'lu bir adamım.

I'm just a guy from Boston.

Ben böylesine şanssız bir adamım.

I'm such an unlucky guy.

Bugün, ben yeni bir adamım.

Today, I am a new man.

Ben bir adamım, adım Adan.

I am a man. My name is Adam.

Ben sadece sorular soran bir adamım.

I'm just a guy asking questions.

Hayır, adamım, bu esrar birinci sınıftır.

Yo, man, this shit is top notch.

Ben neşeli ve yakışıklı bir adamım.

I'm a cheerful and nice guy.

Ben çok, çok mutlu bir adamım.

I'm a very, very happy man.

Ben, Tom'un onu yapmasına yardım eden adamım.

I'm the guy who helped Tom do that.

- Benim sağ kolum ol.
- En güvenilir adamım ol.

Be my right-hand man.

Kimseye inanmıyorum. Kendime inanmıyorum. Ben umutsuz bir adamım.

I believe nobody. I don't believe myself. I'm a hopeless man.

Ben domates sosunun nasıl yapılacağını Tom'a gösteren adamım.

I'm the guy who showed Tom how to make tomato sauce.

Bu adamım gözün etrafında bir doğum lekesi var.

That person has a mole at the side of his eye.

Ben takımımıza katılması için Tom'u ikna eden adamım.

I'm the guy who convinced Tom to join our team.

Bazen bir adamım, bu konuda bir şey yapamam.

Sometimes I'm a dick; I can't do anything about it.

Bu, hayatı sevmenin yollarından biri. Ben ihtiyar bir adamım,

It's a way to love life. I am an old man,

Ben sadece kaybedecek hiçbir şeyi olmayan sıradan bir adamım.

I'm just an ordinary guy with nothing to lose.

"Ben bir adam arıyorum." "Ben bir adamım, değil mi?"

"I'm looking for a guy." "I'm a guy, aren't I?"

Tom kendi kendine "Ben dünyadaki en mutlu adamım" dedi.

"I'm the happiest man in the world," Tom said to himself.

Çok hobileri olan, belki çok fazla, tamamen normal bir adamım.

I'm a completely normal guy who has many hobbies, maybe too many.

Ben koyu inançlı bir adamım ve ölümden sonraki yaşama inanıyorum.

I'm a deeply religious man and believe in life after death.

- Ben kötü bir insanım.
- Kötü bir insanım.
- Ben kötü bir adamım.

- I am a bad person.
- I'm a bad person.
- I am a bad man.
- I'm a bad man.