Translation of "Acilen" in English

Tom acilen konuştu.

Tom spoke urgently.

Acilen yardımına ihtiyacım var!

- I urgently need your help!
- I urgently need your help.

Doktoru görmen gerekir. Acilen!

You need to see the doctor. Urgently!

Acilen ameliyat etmemiz gerekiyor.

We urgently need to operate.

Acil yanıtınız acilen gereklidir.

Your prompt reply is urgently required.

Acilen avukatımla görüşmek istiyorum.

I want to talk to my lawyer straight away.

Acilen battaniyeye ihtiyacımız var.

We have an urgent need for blankets.

O acilen isimlerimizi not etti.

He hastily wrote down our names.

Burada sana acilen ihtiyacımız var.

You're needed here immediately.

Ben acilen biriyle konuşmak zorundayım.

I have to urgently talk with someone.

Acilen bir işe ihtiyacım var.

I urgently need a job.

Acilen ofisimde sana ihtiyacım var.

I need you at my office right away.

Acilen Tom ile konuşmam gerek.

- I need to talk to Tom urgently.
- I urgently need to talk to Tom.

Lütfen kırık olanı acilen değiştirir misin?

Would you please replace the broken one promptly?

Acilen bir konuşma yapmamı rica ettiler.

- They asked me to make a speech at short notice.
- They asked me to make a speech on short notice.

O acilen Tokyo'ya gitmek zorunda kaldı.

He had to leave for Tokyo on short notice.

Acilen bir konuşma yapmak zorunda kaldım.

I had to make a speech at short notice.

Su içmeye acilen bir ihtiyaç vardır.

There is an urgent need for drinking water.

- Tom acilen gitmeli.
- Tom hemen gitmek zorunda.

Tom has to leave immediately.

Onu acilen hastaneye götürmeliyiz, o ağır yaralı!

We have to take him to the hospital immediately; he is seriously injured!

Yiyecek ve suya acilen bir ihtiyaç vardır.

There is an urgent need for food and water.

Karısını acilen araması için bir mesaj aldı.

He received an urgent message to call his wife.

Gubbi'yi acilen götürürken bir sakinleştirici atışı daha yapılıyor.

the sixth person to be mauled in what amounted to a ten hour siege...

- Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- Acilen ameliyat etmek zorundayız.

We have to operate urgently.

Savaştan sonra, karayollarının çoğu acilen tamir ihtiyacı duydu.

After the war most of the highways were in urgent need of repair.

Qutuz Latın haçlılarına acilen mektuplar yollayıp kendisine katılmalarını istedi.

Qutuz sent urgent letters to Latin crusaders, asking them to join him.

Günde 17 gemi, hepsi acilen ihtiyaç duyulmaktadır yiyecek ve malzemeler.

Önümüzdeki Pazartesi gezin için ayrılmadan önce acilen seninle konuşmam gerekiyor.

I need to speak with you urgently before you leave for your trip next Monday.

Niçin? Çünkü Terry Tate her zaman acilen cevap verdi, nedeni odur.

Why? Because Terry Tate always replied promptly, that's why.

- Bir an önce harekete geçmeliyiz.
- Acilen bir şeyler yapmalıyız.
- Hemen bir şeyler yapmalıyız.

We must act at once.