Translation of "Açıklamayı" in English

O açıklamayı kabul edemem.

I can't accept that explanation.

Açıklamayı kabul ediyor musunuz?

Do you accept the explanation?

Bir açıklamayı hak ediyorum.

I deserve an explanation.

O açıklamayı açar mısın?

Can you explain that statement?

Fadil gerçeği açıklamayı seçti.

Fadil chose to reveal the truth.

Leyla kendini açıklamayı reddetti.

Layla refused to explain herself.

Rehinelerin yerini açıklamayı reddettiler.

They refused to disclose the location of the hostages.

Işte burada şu açıklamayı yapalım

let's make this statement here

Yoğun bakımdan şu açıklamayı yapmıştı

had made the following statement in intensive care

Açıklamayı doğru olarak kabul ediyorum.

I accept the statement as true.

Tom bir açıklamayı hak ediyor.

Tom deserves an explanation.

Tom'a her şeyi açıklamayı unuttum.

I forgot to explain everything to Tom.

Ben kısa bir açıklamayı düşünemedim.

I couldn't think of a brief explanation.

- Sami paranın nerede olduğunu açıklamayı reddetti.
- Sami paranın olduğu yeri açıklamayı reddetti.

Sami refused to reveal where the money was.

Tom bir açıklamayı hak ettiğini hissetti.

Tom felt that he deserved an explanation.

Onun gerçekten nasıl biri olduğunu açıklamayı imkansız buldum.

I found it impossible to explain what he is really like.

Tom yaptığı açıklamayı destekleyecek herhangi bir kanıt elde edemedi.

Tom was unable to produce any evidence to support his statement.

Daha az grafikler ve daha fazla başlık açıklamayı daha net yapabilir.

Fewer graphics and more captions would make the description clearer.