Translation of "Şarap" in English

0.012 sec.

Examples of using "Şarap" in a sentence and their english translations:

- Şarap mükemmeldi.
- Şarap harikaydı.

The wine was excellent.

- Şarap içiyorum.
- Ben şarap içerim.

I drink wine.

Şarap içmem.

I don't drink wine.

Şarap getir.

Bring wine.

Şarap içtim.

I drank some wine.

Şarap kırmızıydı.

The wine was red.

Şarap, bardakta.

The wine is in the glass.

Şarap çarpmasın.

Go easy on the wine.

Şarap içemem.

I am not able to drink wine.

Şarap iyidir.

The wine is good.

- Bir kırmızı şarap, lütfen
- Kırmızı şarap, lütfen.

- A red wine, please.
- Red wine, please.

Bazıları kırmızı şarap sever, bazıları beyaz şarap.

- Some like red wine, others like white wine.
- Some people like red wine, others like white wine.

- Şarap onu huysuz yaptı.
- Şarap onu huysuzlaştırdı.

The wine made her cranky.

- Bazıları kırmızı şarap sever, bazıları beyaz şarap.
- Bazı insanlar kırmızı şarap sever, bazıları beyaz şarap.
- Bazıları kırmızı, bazıları beyaz şarap sever.
- Bazı insanlar kırmızı, bazı insanlar beyaz şarap şarap sever.

Some people like red wine and some people like white wine.

Şarap üzümden yapılır.

Wine is made from grapes.

Şarap yemek yapabilir.

Wine can make the meal.

Üzümleri şarap yapıyoruz.

We make grapes into wine.

Bardak şarap dolu.

The glass is full of wine.

Şarap içer misin?

Do you drink wine?

Yazar şarap içti.

The writer drank wine.

O şarap sever.

- She likes wine.
- He likes wine.

Ben şarap istemiyorum.

I don't care for wine.

Fazla şarap içmem.

I don't drink much wine.

Şarap kırmızı mı?

Is the wine red?

Bu şarap mı?

Is this wine?

Şarap istiyor musun?

- Do you want wine?
- Do you want some wine?

Kırmızı şarap, lütfen.

Red wine, please.

Hiç şarap istemiyorum.

I don't want any wine.

Tom şarap seçti.

Tom chose the wine.

Şarap satıyor musun?

Do you sell wine?

O şarap içmedi.

He didn't drink wine.

Biraz şarap içtim.

I've had a little wine.

Ben şarap açacağım.

I'm going to open the wine.

Bana şarap ver.

Give me the wine.

Tom şarap sever.

Tom likes wine.

Ben şarap içtim.

I have drunk the wine.

Fransızlar şarap içerler.

The French drink wine.

Çocuklar şarap içmemeli.

- Children shouldn't drink wine.
- Children should not drink wine.

Çocuklar şarap içemez.

Children can't drink wine.

Çocuklar şarap içemezler.

Children can't drink wine.

İşte şarap listesi.

Here's the wine list.

Şarap içiyor musun?

Are you drinking wine?

Şarap içtin mi?

Did you drink wine?

Bu şarap iyidir.

That wine is good.

Tom şarap içer.

Tom drinks wine.

Tom şarap yudumladı.

Tom sipped wine.

Ben şarap getirdim.

I brought wine.

Tom şarap içmez.

Tom doesn't drink wine.

Biraz şarap içtik.

We drank some wine.

Bu, kırmızı şarap.

- This wine is red.
- This is red wine.

Biraz şarap getirdim.

- I brought wine.
- I brought some wine.

Şarap sever misin?

Do you like wine?

Bu şarap kırmızıdır.

- This wine is red.
- This is red wine.

Ben şarap getiriyorum.

I'm bringing wine.

Çok şarap içmiyorum.

- I don't drink much wine.
- I do not drink a lot of wine.

Ben şarap getireceğim.

I'll bring wine.

O aynı şarap.

It's the same wine.

Şarap var mı?

Is there wine?

Şarap mı satıyorsunuz?

Sell wine?

Çok şarap kalmadı.

- There isn't much wine left.
- There's not much wine left.

Sevdiğin şarap nereden?

Where is the wine that you like from?

Biraz şarap isterim.

I'd like some wine.

Kırmızı şarap istiyorum.

- I would like red wine.
- I'd like red wine.

Ne şarap önerirsin?

What wine would you recommend?

Beyaz şarap mı yoksa kırmızı şarap mı istersin?

Would you like white wine or red?

Şarap mahzenine gidin ve birkaç şişe şarap alın.

Go to the wine cellar and get a couple of bottles of wine.

- Şarap mı içmeniz lazım?
- Şarap içmeniz gerekiyor mu?

Do you need to drink wine?

- Avrupalılar şarap içmek isterler.
- Avrupalılar şarap içmeyi severler.

Europeans like to drink wine.

- Avrupalılar şarap içmeyi sever.
- Avrupalılar şarap içmek isterler.

- Europeans like to drink wine.
- Europeans love to drink wine.

- Sana biraz şarap alacağım.
- Size biraz şarap alacağım.

I'll get you some wine.

- Tom şarap bardağını düşürdü.
- Tom şarap kadehinden içti.

Tom downed the glass of wine.

Kırmızı şarap mı mı yoksa beyaz şarap mı istersin?

Would you like red wine or white wine?

Tom, pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı söyleyemez.

Tom can't tell the difference between expensive wine and cheap wine.

Tom ucuz şarap ve pahalı şarap arasındaki farkı açıklayamıyor.

Tom can't explain the difference between cheap wine and expensive wine.

Tom pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı tadamaz.

Tom can't taste the difference between expensive wine and cheap wine.

Şarap ve güllerin tarihi

A HISTORY OF WINE AND ROSES

Şarap listesini görebilir miyim?

May I see the wine list?

Şarap bana göre değil.

Wine is not to my taste.

Üzümler şarap haline getirilir.

Grapes are made into wine.

Bu mükemmel bir şarap.

- That's an excellent wine.
- This is excellent wine.
- It's an excellent wine.

Şarap bardağına dikkat etmelisin.

You must be careful with the wine glass.