Translation of "Kırmızı" in English

0.012 sec.

Examples of using "Kırmızı" in a sentence and their english translations:

Kırmızı veya kırmızı

or red-faced.

- Kırmızı gözlerim var.
- Gözlerim kırmızı.

- My eyes are red.
- I have red eyes.

- Bisikletim kırmızı.
- Benim bisikletim kırmızı.

My bicycle is red.

Dudakların kırmızı.

Your lips are red.

Elma kırmızı.

The apple is red.

Kalemim kırmızı.

My pencil is red.

Çiçek kırmızı.

The flower is red.

Gözlerim kırmızı.

My eyes are red.

Güller kırmızı.

The roses are red.

Onlar kırmızı.

They're red.

Kuşlar kırmızı.

The birds are red.

Kanın kırmızı.

Your blood is red.

Telefon kırmızı.

The telephone is red.

Kırmızı alarm!

Red alert!

Bu kırmızı.

It's red.

Çiçekler kırmızı.

The flowers are red.

Kırmızı mı?

Is it red?

Kırmızı sevmiyorum.

I don't like red.

- Bir kırmızı şarap, lütfen
- Kırmızı şarap, lütfen.

- A red wine, please.
- Red wine, please.

Ahırlar kırmızı boyalıdır, çünkü kırmızı boya ucuzdur.

Barns are painted red because red paint is cheap.

Kırmızı bir parıltı!

A flash of red!

Kırmızı ise etmeyenleri.

and the red those who aren't.

Çünkü kan kırmızı.

Blood is red.

Kırmızı ışıkta geçtin.

You ran a red light.

Evin çatısı kırmızı.

The roof of the house is red.

Bu elma kırmızı.

This apple is red.

Onlar parlak kırmızı!

They are bright red!

Kırmızı kalemim nerede?

Where is my red pen?

Kırmızı daha iyidir.

Red is better.

Kırmızı moda değil.

Red is out of fashion.

Kırmızı iplik yok.

There's no red thread.

Şarap kırmızı mı?

Is the wine red?

Kırmızı ışıkta geçmemeliydim.

We shouldn't have run that red light.

Benim arabam kırmızı.

My car is red.

Kırmızı şarap, lütfen.

Red wine, please.

Kan, kırmızı aktı.

The blood ran red.

Gözün niçin kırmızı?

Why is your eye red?

Tom'un yüzü kırmızı.

Tom's face is red.

O kırmızı giymişti.

She was dressed in red.

Yeni elbisem kırmızı.

My new dress is red.

Kırmızı ev yeni.

The red house is new.

Kırmızı etek yeni.

The red skirt is new.

O kırmızı giyiyor.

She's wearing red.

Kırmızı etten hoşlanırım.

I like red meat.

Kırmızı elmaları yedim.

I ate the red apples.

Kırmızı balonu istiyorum.

I want the red balloon.

Kırmızı biberi sever.

She loves chili.

Köpeğin tasması kırmızı.

The dog's collar is red.

Onun kitabı kırmızı.

His book is red.

Kırmızı ışık söndü.

The red light has gone off.

Benimki kırmızı olan.

Mine is the red one.

Hangi meyve kırmızı?

Which fruit is red?

Kırmızı ışıkta geçme!

Don't go past the traffic light in red!

Pantolonum morumsu kırmızı.

My pants are magenta.

Kırmızı tercih ederim.

I prefer red.

Kırmızı şarabı seviyorum.

I like red wine.

Kırmızı mürekkeple yazma.

Don't write in red ink.

Elma kırmızı mı?

Is the apple red?

Bu, kırmızı şarap.

- This wine is red.
- This is red wine.

Senin kanın kırmızı.

Your blood is red.

Kırmızı kabloyu kes.

Cut the red wire.

Kırmızı gözlerim var.

I have red eyes.

Evet, elma kırmızı.

Yes, the apple is red.

Hangi tişört kırmızı?

Which t-shirt is red?

Kırmızı etlerin nerede?

Where are your red meats?

Kırmızı bir renktir.

Red is a colour.

Kırmızı papağanları seviyorum.

I love red parrots.

Ahırlar neden kırmızı?

Why are barns red?

Kırmızı düğmeye bas.

- Press the red button.
- Push the red button.

Kırmızı giymeyi sevmiyorum.

I don't like wearing red.

Tom'un şapkası kırmızı.

Tom's hat is red.

Kırmızı şarap istiyorum.

- I would like red wine.
- I'd like red wine.

- Kırmızı gömlek yüzünden mi?
- Kırmızı gömlekten dolayı mı?

Is it because of the red shirt?