Translation of "İsteksizce" in English

İsteksizce yaptı.

He reluctantly did it.

Aşıklar isteksizce ayrıldı.

The lovers reluctantly parted.

İsteksizce kabul etti.

He reluctantly agreed.

Bunu isteksizce yapma.

Don't do it reluctantly.

Tom isteksizce güldü.

Tom laughed half-heartedly.

Bunu isteksizce yaptım.

I reluctantly did that.

Tom isteksizce bekledi.

Tom reluctantly waited.

Teklifimizi isteksizce kabul etti.

She reluctantly agreed to our proposal.

Ben işi isteksizce yaptım.

I performed the work reluctantly.

Tom elmasları isteksizce verdi.

Tom reluctantly handed over the diamonds.

Tom isteksizce kabul etti.

- Tom reluctantly agreed.
- Tom agreed reluctantly.

Tom evrakları isteksizce imzaladı.

Tom reluctantly signed the papers.

Tom isteksizce eve gitti.

Tom reluctantly went home.

Ben onu isteksizce dinledim.

I listened to him reluctantly.

Tom isteksizce itaat etti.

Tom reluctantly obeyed.

O isteksizce kabul etti.

She reluctantly agreed.

Tom isteksizce başını salladı.

Tom nodded reluctantly.

Tom isteksizce terk etti.

Tom reluctantly left.

Tom isteksizce Mary'yi izledi.

Tom reluctantly followed Mary.

Tom isteksizce koltuğuna oturdu.

Tom reluctantly took his seat.

Tom isteksizce dışarı gitti.

Tom reluctantly went outside.

Ben isteksizce kabul ettim.

I reluctantly agreed.

Tom isteksizce dişçiye gitti.

Tom reluctantly went to the dentist.

Tom onu isteksizce yaptı.

Tom reluctantly did that.

- Tom ödülü isteksizce kabul etti.
- Tom hediyeyi isteksizce kabul etti.

Tom reluctantly accepted the gift.

O, isteksizce günlük işlerini halletti.

She performed her daily duties without any passion.

Tom öneriyi isteksizce kabul etti.

Tom reluctantly agreed to the proposal.

Tom parayı Mary'ye isteksizce verdi.

Tom reluctantly handed Mary the money.

Tom isteksizce Mary'yi görmeye gitti.

Tom reluctantly went to see Mary.

O isteksizce önerimi kabul etti.

He reluctantly agreed to my proposal.

Tom isteksizce arabasına tekrar bindi.

Tom reluctantly got back into his car.

Tom isteksizce yatak odasına döndü.

Tom reluctantly went back to his bedroom.

Tom Mary'nin istediğini isteksizce yaptı.

Tom grudgingly did what Mary asked.

Tom gitmeyi isteksizce kabul etti.

Tom reluctantly agreed to go.

İsteksizce motoro çalıştırdı ve gitti.

Reluctantly, he started the engine and drove off.

O, isteksizce onu görmeye gitti.

She went to see him reluctantly.

Tom Mary'yi isteksizce evine kabul etti.

Tom reluctantly let Mary into his house.

Tom istediği parayı Mary'ye isteksizce verdi.

Tom reluctantly gave Mary the money she asked for.

Tom Mary'ye söylemeyeceğini isteksizce kabul etti.

Tom reluctantly agreed that he wouldn't tell Mary.

Tom isteksizce bunu tek başına yaptı.

Tom reluctantly did that by himself.

Ve Mircea isteksizce Kral Sigsimund'dan yardım istedi.

he reluctantly sought support from King Sigismund.

Onun babası onun evliliğine isteksizce razı oldu.

Her father reluctantly consented to her marriage.

Tom onun istediği şeyi Mary'ye isteksizce verdi.

Tom reluctantly gave Mary what she asked for.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi isteksizce yaptı

Tom reluctantly did what Mary asked him to do.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi isteksizce yaptı.

Tom grudgingly did what Mary asked him to do.

Marie isteksizce bir parça daha kek alır.

Marie reluctantly takes another piece of cake.

Tom Mary'nin polis gözaltından kaçmasına isteksizce yardım etti.

Tom reluctantly assisted Mary to escape police custody.

Bir şeyi sadece isteksizce yapmak yapabileceğin en kötü şeydir.

Doing something only half-heartedly is the worst thing you can do.

Sulla düşmanlarını öldürmeye başladı ve Sezar onun öldüreceği insanların listesindeydi. Sezar'ın annesinin ailesi onun hayatı için yalvardı ve Sulla isteksizce onu bağışladı. Sonra Sezar Roma ordusuna katıldı ve Sulla'nın ölümünden sonra döndü.

Sulla began to kill his enemies, and Caesar was on list of the people that he was going to kill. Caesar’s mother’s family begged for his life, and Sulla, reluctantly, spared him. Then Caesar joined the Roman army and returned after Sulla’s death.