Translation of "İstanbul'un" in English

İstanbul'un yolları kalabalıktır.

The roads of Istanbul are crowded.

- İstanbul'un hemen yamacında epey arazisi var.
- İstanbul'un hemen dışında epey arsası var.
- İstanbul'un yanıbaşında epey arsası var.

He owns a lot of land just outside of Istanbul.

İstanbul'un en kötü yanı trafiktir.

The worst of Istanbul is the traffic.

İstanbul'un fethi, Amerika'nın keşfinden önce gelir.

The conquest of İstanbul antedates the discovery of America.

İstanbul'un fethini canlı canlı izlemek istemez misiniz?

Wouldn't you like to watch the conquest of Istanbul live?

- Ali doğma büyüme İstanbullu.
- Ali, İstanbul'un yerlisidir.

- Ali is a born-and-raised Istanbulite.
- Ali is a native of Istanbul.

Konya gibi (kıymalı pide o), İstanbul'un ışıltısının tamamen dışında

like KONYA, completely outside of the glamour of ISTANBUL.

Hiç şüphe yok ki Kız Kulesi İstanbul'un simgelerinden birisidir.

There's no doubt that the Maiden's Tower is a symbol of Istanbul, Turkey.

Kemal Tahir "Esir Şehrin İnsanları" isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named "The People Of The Slave City".

- Konstantinopolis'in fethi, Orta Çağ'ın sonunu işaret eder.
- İstanbul'un fethi, Orta Çağ'ın sonunu işaret eder.

The conquest of Constantinople marks the end of the Middle Ages.