Translation of "Yolları" in English

0.011 sec.

Examples of using "Yolları" in a sentence and their english translations:

Yolları severim.

- I love you guys.
- I love roads.

Kırsal yolları şehir yolları kadar kalabalık değil.

Country roads aren't as crowded as city roads.

Ülke yolları yalnızdır,

The country roads lonely,

Bütün yolları inceliyor.

about our view of justice.

İstanbul'un yolları kalabalıktır.

The roads of Istanbul are crowded.

Kabul edilme yolları aradım

which was work,

Hava yolları iflas ediyor.

Airlines are going bust.

Ama denemediğiniz yolları merak ediyorsanız

But if you're curious about any of the paths you didn't take,

Yoğun kar yağışı yolları tıkadı.

The heavy snowfall blocked the roads.

Bunu yapmanın başka yolları var.

There are other ways to do this.

- Yolları severim.
- Yolda olmayı severim.

I love roads.

Japon Hava Yolları kontuarı nerede?

Where is the Japan Airlines counter?

Elektrikten tasarruf etme yolları arıyorum.

I'm looking for ways to save on electricity.

Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.

But today, their path is blocked.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

My father started working in Public Roadway Services.

Bu ülkenin yolları dünyanın en tehlikelisidir.

This country's roads are the most dangerous in the world.

Paralı yolları ne kadar sıklıkla kullanıyorsun?

How often do you use toll roads?

Haritadaki büyük çizgiler yolları temsil ediyor.

The broad lines on the map correspond to roads.

Bu şehrin yolları içler acısı durumda.

The roads of this city are in deplorable condition.

Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.

Some railroads had to close down.

Beş yıl sonra yolları yine kesişti.

Five years later, their paths crossed again.

Gömülü olduğu sistemlerimizdeki ve yapıdaki bütün yolları

in which our systems and structures have white supremacy embedded,

O tüm yolları deneyerek ona yaklaşmaya çalıştı.

- He tried to approach her by every possible means.
- He tried to approach her using every possible means.
- He tried getting closer to her using every possible means.
- He tried getting close to her using every means possible.

Her iki tarafa bakmadan yolları geçmek tehlikelidir.

It's dangerous to cross roads without looking both ways.

Avustralya otoyollarında onların bisiklet yolları var mı?

Do they have bike lanes on the freeways in Australia?

Tansiyonunu ilaç olmadan düşürmenin bazı yolları nelerdir?

What are some ways you can lower your blood pressure without medication?

Moğol orduları yolları üzerindeki her şeyi ortadan kaldırdı.

The Mongol hordes wiped out everything in their path.

Gidiş-geliş bütün yolları, yan sokakları da biliyorsunuz.

street just in case.

Tayland Hava Yolları bu yıl 50. yılını kutluyor.

Thai Air celebrates its 50th anniversary this year.

Hava Yolları sadece başka bir tane havayolu taşıma şirketiydi

Airlines was just another airline carrier.

Hava yolları, jet yakıtı için yakıt firmalarına ödeme yapar.

Airlines pay oil companies for jet fuel.

Köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı

They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.

Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.

Uçağımız tehlikeli bir biçimde Türk Hava Yolları uçağına yaklaşıyordu.

Our plane was dangerously approaching the Turkish Airlines airliner.

Biraz zaman geçirdim, yolları olan küçük bir köy inşa ettim

and I spent some time, built a little village with some roads

- Kaybolma ihtimalinize karşı yönleri yazmayı düşündük.
- Kaybolursunuz diye yolları yazalım dedik.

We thought we would write out the directions, in case you got lost.

İkincisi kendi spikerlerinin ihtiyaçlarına göre kendi yolları boyunca gelişmeye devam edecek.

The latter will continue to develop along their own paths according to the needs of their own speakers.

Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.

The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.