Translation of "ölümdür" in English

- Duyarsızlık ölümdür.
- Duygusuzluk ölümdür.

Apathy is death.

Ceza ölümdür.

The penalty is death.

Günahın bedeli ölümdür.

The wages of sin are death.

Seçenekler özgürlük ve ölümdür.

The alternatives are liberty and death.

Tek kesin şey ölümdür.

The only sure thing is death.

Yeryüzünde tek eşitlik ölümdür.

The sole equality on earth is death.

Teslim olmak için alternatif ölümdür.

The alternative to surrender is death.

Cezaevindeki hayat, yavaş bir ölümdür.

Life in prison is a slow death.

Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.

Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.

Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.

The dark night of the soul is death in the midst of life.

- Ölüm herkesi eşitler.
- En büyük eşitleyici ölümdür.

Death is the great leveler.

Anlamsız bir yaşam, erken doğmuş bir ölümdür.

A pointless life is a premature death.

- O suç ölümle cezalandırılır.
- O suçun cezası ölümdür.

That crime is punishable by death.