Translation of "öğretmemi" in English

Size öğretmemi ister misiniz?

Do you want me to teach you?

Tom'a karate öğretmemi ister misin?

Do you want me to teach Tom karate?

Tom, Mary'ye Fransızca öğretmemi istedi.

Tom wanted me to teach Mary French.

Tom ona Fransızca öğretmemi istedi.

Tom wanted me to teach him French.

- Tom nasıl kayak kayılacağını ona öğretmemi istedi.
- Tom ona kayak yapmayı öğretmemi istedi.

Tom asked me to teach him how to ski.

Sana o şarkıyı öğretmemi ister misin?

Do you want me to teach you that song?

Tom ona Fransızca öğretmemi istiyor mu?

Does Tom want me to teach him French?

Hala sana Fransızca öğretmemi istiyor musun?

Do you still want me to teach you French?

Sana bazı küfürlü sözler öğretmemi ister misin?

Do you want me to teach you some swear words?

Öğretmemi istiyorsan sana ukuleleyi nasıl çalacağını öğretirim.

I'll teach you how to play the ukulele if you want me to.

Kız kardeşim ona nasıl kayılacağını öğretmemi istedi.

My sister asked me to teach her how to ski.

Tom ona araba sürmeyi öğretmemi istediğini söyledi.

- Tom said he wanted me to teach him how to drive.
- Tom said that he wanted me to teach him how to drive.

Sana nasıl araba kullanacağımı öğretmemi ister misin?

Would you like me to teach you how to drive?

Tom, Mary'ye nasıl araba sürüleceğini öğretmemi istedi.

Tom wanted me to teach Mary how to drive.

Tom, ona nasıl araba kullanacağını öğretmemi istedi.

Tom wanted me to teach him how to drive.

Tom ona nasıl araba kullanacağını öğretmemi istedi.

Tom asked me to teach him how to drive.

Tom hâlâ ona Fransızca öğretmemi istiyor mu?

Does Tom still want me to teach him French?

Tom, Mary'ye bunu nasıl yapacağını öğretmemi istedi.

Tom asked me to teach Mary how to do that.

Sana bunu nasıl yapacağını öğretmemi ister misin?

Do you want me to teach you how to do that?

Tom bana Fransızcada "teşekkür ederim" demeyi öğretmemi istedi.

Tom asked me to teach him how to say "thank you" in French.

Tom benim ona onun nasıl yapılacağını öğretmemi istedi.

Tom wanted me to teach him how to do that.

Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.

When I met Mark, he asked me to teach him to dance.

Küçük kız kardeşim ona nasıl kayak yapacağını öğretmemi istedi.

My little sister asked me to teach her how to ski.