Translation of "çizmeler" in English

Bu çizmeler Avustralya'dan.

These boots are from Australia.

Bu çizmeler pahalı.

These boots are expensive.

Bu çizmeler Tom'un.

Those boots are Tom's.

Bu çizmeler benim.

Those boots are mine.

O, uzun çizmeler giyiyordu.

She was wearing long boots.

Bu çizmeler ona aittir.

These boots belong to her.

Bu çizmeler İtalya'da yapılmış.

These boots were made in Italy.

Tom pahalı görünümlü çizmeler giyiyor.

Tom is wearing an expensive-looking pair of boots.

Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.

Wear boots to avoid slipping.

Mary'nin kahverengi bir palto ve uzun bronz renkli çizmeler var.

Mary is wearing a brown coat and long bronze-coloured boots.