Translation of "çalışamaz" in English

0.007 sec.

Examples of using "çalışamaz" in a sentence and their english translations:

Tom çalışamaz.

Tom can't work.

Bilgisayarınız çalışamaz!

Your computer doesn't work.

Tom yarın çalışamaz.

Tom can't work tomorrow.

Chris yarın çalışamaz.

Chris can't work tomorrow.

Tom, bu hafta çalışamaz.

Tom is unable to work this week.

Tom bu gece çalışamaz.

Tom can't work tonight.

Tom bu akşam çalışamaz.

Tom can't work this evening.

Sami kendi başına çalışamaz.

Sami can't work by himself.

En azından geçinmeye çalışamaz mıyız?

Can't we at least try to get along?

Ondan daha hızlı çalışamaz mısın?

Can't you work any faster than that?

Biz burada bir şey çalışamaz mıyız?

Can't we work something out here?

Babam o kadar yaşlı ki çalışamaz.

My father is so old that he can't work.

Biri böyle bir gürültü içinde çalışamaz.

One cannot study in such noise.

Böyle sert koşullar altında hiç kimse çalışamaz.

No one can work under such brutal conditions.

- O muhtemelen çalışamaz.
- Çalışma ihtimali yok.
- Çalışması imkânsız.

It can't possibly work.

Tom, her gece en az dokuz saat uykuya ihtiyaç duyar, yoksa çalışamaz.

Tom needs at least nine hours of sleep every night or he can't function.