Translation of "çıkması" in English

0.006 sec.

Examples of using "çıkması" in a sentence and their english translations:

Şimdilik haberin çıkması yasaklandı.

The news was suppressed for the time being.

Onların dışarı çıkması önemlidir.

It's important for them to go out.

Onun dışarı çıkması yasaklandı.

She is forbidden to go out.

Herkesin buradan çıkması gerekiyor.

Everyone needs to get out of here.

Kadınların gece sokağa çıkması yasaklanmıştır

women are forbidden to go out at night

Tom'un televizyona çıkması rica edildi.

Tom was asked to appear on television.

Onunla birlikte dışarı çıkması istendi.

She was asked to go out with him.

Herkesin derhal buradan çıkması gerekiyor.

Everyone needs to get out of here right away.

Tom'un kesinlikle tatile çıkması gerekiyor.

Tom definitely needs to take a vacation.

Tom'un köpeğinin dışarı çıkması gerekiyordu.

Tom's dog needed to go outside.

Tom oradan çıkması gerektiğini söyledi.

- Tom said he needed to get out of there.
- Tom said that he needed to get out of there.

Bunlar, şehrin ortaya çıkması için geçen

These are images from the same spot

Böyle bir virüsün çıkması mı gerekiyordu?

was such a virus supposed to be released?

Soğuk sabahlarda arabanın yola çıkması zor.

It's difficult to get the car going on cold mornings.

Tom'un işe erken çıkması kolay değil.

- It's not easy for Tom to get off work early.
- It isn't easy for Tom to get off work early.

Dan, Linda'nın çıkması için zorlamaya çalıştı.

Dan tried to force Linda to quit.

Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.

His sudden appearance surprised us all.

Tom Mary'nin John'la çıkması fikrine katlanamaz.

Tom can't bear the thought of Mary going out with John.

Tom'un daha fazla dışarı çıkması gerekiyor.

Tom needs to get out more.

Bunu, FBI'ın uyuşturucu fonlamasına karşı çıkması izledi

This was coupled and followed with FBI anti-drug funding,

Ölünün kırkının çıkması İslami bir gelenek değildir

It is not an Islamic tradition that the forty comes out

Tom, köpeğin çıkması için arka kapıyı açtı.

Tom opened the back door to let the dog out.

Tom Mary'ye taksiden çıkması için yardım etti.

Tom helped Mary out of the cab.

Tom kendisiyle çıkması için Mary'yi ikna etti.

Tom persuaded Mary to go on a date with him.

Tom, Mary'nin John'la birlikte çıkması fikrini sevmedi.

Tom didn't like the idea of Mary going out with John.

Onun yeni kitabının önümüzdeki ay piyasaya çıkması planlanıyor.

His new book is planned to appear next month.

Birinin canı yanmadan önce herkesin buradan çıkması gerek.

Everyone should get out of here before someone gets hurt.

Tom'un Mary ile başa çıkması niçin sorun olur?

Why would Tom have any problem getting along with Mary?

Tom Mary'nin dışarı çıkması için çok izin vermez.

Tom doesn't allow Mary to go out much.

Tom Mary'yi hemen yola çıkması için teşvik etti.

Tom encouraged Mary to leave right away.

- Sami'nin dışarı çıkması gerek.
- Sami'nin dışarı gitmesi gerek.

Sami should go outside.

Sonra da halatın buradan çıkması için küçük bir siper.

And then a little bit of a trench for the rope to come out of here.

, deniz seviyesinin iki veya on metreye çıkması halinde katliam

live at an altitude of one meter above sea level. This means a

Tom onun erkek kardeşiyle çıkması için Mary'nin isteksizliğini anlamıyor.

Tom doesn't understand Mary's reluctance to go out with his brother.

. Waterloo harekatı sırasında emirlerin yoldan çıkması ve komutanların rollerinden emin

Crucial errors resulted during the Waterloo campaign, with orders going astray, and commanders

Bunun sebebi Amazon hisselerinin 2015'ten beri üç katına çıkması.

That is because Amazon’s stock has multiplied by three since the year 2015.

Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.

He must be crazy to go out in this stormy weather.

Parmaklarınızla kaldırırken altından hızlıca bir şey çıkması ihtimaline karşın dikkatli olun.

Got to be a bit careful lifting it with your fingers in case anything just like scurries out fast.

Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.

The scorching sun means many desert animals only come out at night.

Tom, Mary'nin John ile dışarı çıkması kendisine sorun olmamış numarası yaptı.

Tom pretended that it didn't matter to him that Mary was going out with John.

Tom'un suçluluğunu ispat etmek için bir delil çıkması çok olası değil.

It's very unlikely that any evidence will turn up to prove Tom's guilt.

- Tom'a erken gitmesi gerektiğini söyledim.
- Tom'a erken yola çıkması gerektiğini söyledim.

I told Tom he should leave early.

Bir kız için gece geç saatte kendi başına dışarı çıkması güvenli değildir.

- It is not safe for a girl to go out by herself so late at night.
- It isn't safe for a girl to go out by herself so late at night.
- It's not safe for a girl to go out by herself so late at night.

Tom fareyi bir parça ekmek ile duvardaki deliğin dışına çıkması için ikna etti.

Tom coaxed the mouse out of the hole in the wall with a piece of bread.

Pekala, tahminler şu ki, bir kaç yılda, Amazon'un gelirinin 500 milyar dolara çıkması bekleniyor.

Well, estimates are that, in a few years, the income of Amazon will exceed $500 billion

- Tom, köpeğin çıkması için arka kapıyı açtı.
- Tom köpeği bırakmak için arka kapıyı açtı.

Tom opened the back door to let the dog out.