Translation of "Özgür" in English

0.010 sec.

Examples of using "Özgür" in a sentence and their english translations:

Özgür Filistin!

- Free Palestine!
- Freedom for Palestine!

Özgür olacağım.

I'll be free.

Bu özgür.

- This one's free.
- This one is free.

Özgür olacaksın.

You'll be free.

Tom özgür.

- Tom's free.
- Tom is free.

Özgür Rojava!

Free Rojava!

Özgür Kürdistan!

Free Kurdistan!

- Özgür ruhlu birisiyim.
- Özgür bir ruhum var.

I have a free spirit.

- Çalışmak özgür kılar.
- Çalışma sizi özgür kılacak.

- Work makes free.
- Work liberates.
- Work shall set you free.

özgür hissetmeye başladım.

that society wanted me to fit in.

özgür olma yolunda.

to where I can be free.

özgür demokrasi kırılmış.

is that liberal democracy is broken.

Özgür olmak istiyorum.

I want to be free.

Kendimi özgür hissetmiyorum!

I do not feel free!

Özgür olmak zorundayım.

I've got to be free.

Biz özgür değiliz.

- We're not free.
- We aren't free.

Tom çok özgür.

Tom is very independent.

Özgür olmadığımı söylemedim.

I didn't say I wasn't free.

Henüz özgür değiliz.

We're not free yet.

Konuşmaya özgür müsün?

Are you at liberty to talk?

Çalışmak özgür kılar.

- Work makes free.
- Work liberates.

Şimdi özgür demokrasi.

Free democracy now!

Özgür biçimde sor.

Ask freely.

Şimdi özgür müsünüz?

Are you free right now?

Özgür konuşmayı destekliyoruz.

We support free speech.

Özgür konuşma sağlıklıdır.

Free speech is healthy.

Tom hâlâ özgür.

Tom is still at large.

Peki özgür müyüm?

So I'm free?

Fadıl artık özgür.

Fadil is free now.

Tom gitmekte özgür.

Tom is free to go.

Yarın özgür olacağım.

I'll be free tomorrow.

Özgür Doğu Türkistan!

Free East Turkestan!

Dünyadaki en özgür toplumlarda bile biz özgür olamıyoruz.

Even in the freest societies in the world, we're not free.

Ama artık özgür hissettiriyor

and yet it became liberating,

Bu özgür bir ülke.

It's a free country.

Ben özgür olmak istedim.

I wanted to be free.

Sadece özgür olmak istiyorum.

I just want to be free.

Özgür yaşa veya öl.

Live free or die.

Yarın gece özgür müsün?

Are you free tomorrow night?

Özgür irade var mıdır?

Does free will exist?

Ben özgür bir insanım.

I'm a free man.

Gerçek seni özgür bırakacak.

The truth shall set you free.

Kuşu kafesten özgür bıraktı.

She set the bird free from the cage.

Bu gece özgür olacağım.

I'll be free tonight.

Almanya özgür bir ülkedir.

Germany is a free country.

Burası özgür bir ülke.

This is a free country.

Herkes gitmek için özgür.

Everyone is free to go.

Çalışma sizi özgür kılacak.

Work shall set you free.

Kendini önyargıdan özgür kıl.

Free yourself from prejudice.

İstediğini yapmakta özgür olabilirsin.

You may be free to do what you like.

- Hâlâ yakalanmadı.
- Hâlâ özgür.

He remains at liberty.

Kendini özgür bırakabildiğine inanıyorum.

I believe you managed to free yourself.

Düşündüğümüz kadar özgür değiliz.

We're not as free as we think.

Ben özgür hissetmek istiyorum.

I want to feel free.

Tom şu anda özgür.

Tom is free now.

Ne zaman özgür olacağım?

When will I be free?

Özgür irade bir masaldır.

Free will is a fairy tale.

Tom yarın özgür olacak.

Tom is going to be free tomorrow.

Tom özgür olduğunu söyledi.

- Tom said that he was free.
- Tom said he was free.

Sami'nin özgür olması gerekiyordu.

Sami needed to be free.

Tom özgür, değil mi?

Tom is free, isn't he?

- İnsanlar özgür iradeye sahipler mi?
- İnsanların özgür iradeleri var mı?

Do people have free will?

Mahkumlar tekrar özgür olmaktan memnundular.

The prisoners were glad to be free again.

Ben daha özgür olmak istiyorum.

I want to be more independent.

Bunu kendi özgür irademle yaptım.

I did it of my own free will.

Kültür bir insanı özgür yapar.

Culture makes a man free.

Bunu tartışmak için özgür değilim.

I'm not at liberty to discuss it.

- Yarın izinliyim.
- Yarın özgür olacağım.

- I'm off tomorrow.
- I'll be free tomorrow.

Ben özgür bir adamım, Dan.

I'm a free man, Dan.

Tom özgür olmayı hak ediyor.

Tom deserves to be free.

- Gidebilir miyim?
- Gitmekte özgür müyüm?

Am I free to leave?

Özgür ülke bir mikro ulustur.

Liberland is a micronation.

- Hâlâ özgür.
- O hâlâ serbest.

He is still on the loose.

Özgür bir ülkede yaşamak istiyorum.

I want to live in a free country.

Özgür olduğum için Tanrıya şükrediyorum.

I just thank God that I'm free.

Biz özgür bir ülkede yaşıyoruz.

We live in a free country.

Biz gerçekten özgür olabilir miyiz?

Can we ever truly be free?

John ebeveynlerinin özgür olacağını umuyor.

John hopes to be independent of his parents.

Bu gece özgür değil misin?

Aren't you free tonight?

Tom genellikle pazartesi günü özgür.

Tom is usually free on Monday.

Özgür, deli ve mutlu ol!

Be free, crazy, and happy!

Sadece özgür insanlar mutlu olabilir.

Only those who are free can be happy.

Bir kuş gibi özgür olabilmek istiyordum.

I wanted to be able to be as free as a bird.

Bir natüralistin yalnızca doğada özgür olmasıdır.

it's the moment when a naturalist feels just free in nature.

Kendini özgür bir devlet olarak tanımlar

defines itself as a free state associated with the United States.

Özgür bir toplumda bireyin hakları önemlidir.

The rights of the individual are important in a free society.

Kaza hakkında sana anlatmakta özgür değilim.

I'm not at liberty to tell you about the incident.

Rusya'daki gazeteciler özgür değil, bağımsız değil.

The journalists in Russia are not free, are not independent.

O, akıllı ve özgür bir kız.

She's a smart and independent girl.

Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.

We are free citizens with the right of vote.

Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.

A free press is essential for democracy.

Ben buraya kendi özgür irademle geldim.

I came here of my own free will.

Tom hakaretleri ile oldukça özgür görünüyor.

Tom seems rather free with his insults.

Kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissediyorum.

I feel freer than ever