Translation of "'ünü" in English

0.004 sec.

Examples of using "'ünü" in a sentence and their english translations:

Onun kötü bir ünü var.

He got a bad reputation.

Fadil'ın playboy olarak ünü vardı.

Fadil had a reputation as a playboy.

ünü Simpsons çizgi filmini hepimiz biliyoruz

We all know the famous Simpsons cartoon

Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.

He has a bad reputation with his students.

O iyi bir ünü hak ediyor.

He deserves a good reputation.

Hem parası hem de ünü vardı.

He had both money and fame.

Ormanlar dünya yüzünün %9.4'ünü kaplar.

Forests cover around 9.4% of the earth's surface.

Fadıl'ın şiddet konusunda bir ünü vardı.

Fadil had a reputation for violence.

O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.

His reputation goes with him wherever he goes.

Maalesef onların her ikisininde kötü bir ünü var.

I am afraid they both have a bad reputation.

Tom, Blu-ray oynatıcı olarak Playstation 3'ünü kullanır.

Tom uses his Playstation 3 as a Blu-ray player.

... ülkenin gelirinin %13'ünü oluşturan turizm için gerçekten endişe veric

specially worrying given that tourism accounts for 13% of the Turkish economy.

Frank'in kötü bir çocuk olarak bir ünü vardı fakat büyüdüğünde unuttu.

Frank had a reputation as a bad boy but he lived it down as he grew up.

Sebze ve meyveler her gün yediğimiz yiyeceklerin 1/3'ünü oluşturmalı.

Fruit and vegetables should make up over a third of the food we eat each day.

- O firma iyi bir üne sahiptir.
- O firmanın iyi bir ünü var.

That firm has a good reputation.

Tom'un başka birinin bir şey söylemesine asla izin vermeyen bir ünü vardır.

Tom has a reputation of never letting anyone else say anything.