Translation of "Parası" in Hungarian

0.013 sec.

Examples of using "Parası" in a sentence and their hungarian translations:

- Onun hiç parası yoktu.
- Onun parası yoktu.

Nem volt pénze.

Onun parası bitti.

Elfogyott a pénze.

Onun parası var.

Van pénze.

Onun parası bankada.

Bankban tartja a pénzét.

Ukrayna'nın parası yok.

Ukrajnának nincs pénze.

Onların parası bitti.

Elfogyott a pénzük.

Tom'un parası yok.

Tomnak nincs pénze.

Bu Kanadalı parası mı?

Ez kanadai pénz?

Onun çok parası var.

- Túl sok pénze van.
- Annyi pénze van, mint a pelyva.

Onun biraz parası var.

- Van egy kis pénze.
- Van egy kevés pénze.

Ne kadar parası var?

Neki mennyi pénze van?

Erkek kardeşimin parası yok.

A fivéremnek nincs pénze.

Onların parası var mı?

Van pénzük?

Onun parası var mı?

Van pénze?

Onların hiç parası yok.

Nekik nincs pénzük.

Onun çok parası yoktu.

Nem volt sok pénze.

Tom'un çok parası var.

Tomnak rengeteg pénze van.

Tom'un yığınla parası var.

Tomnak egy halom pénze van.

Onun hiç parası yok.

Nincs pénze.

Tom'un hiç parası yoktu.

Tamásnak nem volt pénze.

Tom'un hiç parası kalmamıştı.

- Tomnak elfogyott a pénze.
- Tomnak nem maradt pénze.

Tom'un yeterli parası yok.

Tomnak nincs elegendő pénze.

Tom'un çok parası yoktu.

Tamásnak nem volt sok pénze.

Tom'un yeterli parası yoktu.

Tamásnak nem volt elég pénze.

Tom'un yeterli parası var.

Tamásnak van elég pénze.

Ailemin fazla parası yoktu.

A családomnak nem volt sok pénze.

Tom parası ile ne yapacağını bilmiyor. Onun çok fazla parası var.

Tom nem tudja, mit kezdjen a pénzével. Rengeteg van neki.

- Para konuşur.
- Parası olan konuşur.

Pénz beszél.

Tom'un çok az parası var.

Tomnak nagyon kevés pénze van.

Tom'un ne kadar parası var?

Tomnak mennyi pénze van?

Parası için mi onunla evleniyorsun?

A pénzéért mész hozzá?

Tom'un bankada çok parası yok.

Tamásnak nincs sok pénze a bankban.

Bankada onun çok parası vardı.

Sok pénzt tart a bankban.

Tom'un bir sürü parası var.

Tamásnak sok pénze van.

Tom'un oldukça çok parası var.

Tomnak elég sok pénze van.

Onun çok fazla parası yok.

Nincs sok pénze.

Tom'un gerçekten çok parası var.

Tomnak valóban sok pénze van.

Onu almak için yeterli parası var.

Van elég pénze, hogy megvegye.

Bir aptal ve parası kolayca ayrılır.

- Egy bolond és a pénze könnyen elválik.
- A bolond és a pénze nem sokáig maradnak együtt.

Tom'un bankada oldukça çok parası vardır.

Tomnak sok pénze van a bankban.

Bu not defteri iki Hollanda parası.

A füzet két forintba került.

Yeni bir araba için parası yok.

Nem engedheti meg magának az új autót.

Tom üzerinde fazla parası olmadığını söyledi.

Tamás azt mondta, hogy nincs nála sok pénz.

- Tom'un onu alacak parası olduğunu sanmıyorum.
- Tom'un onu almak için yeterli parası olduğunu sanmıyorum.

Nem hiszem, hogy Tominak elég pénze lenne ahhoz, hogy ezt megvegye.

Yine mucizevi şekilde, parası olmadığından vazgeçmek üzereydi.

Hihetetlen, de épp fel akarta adni, mert elfogytak a forrásai.

Onun sadece küçük bir miktar parası vardı.

Csak egy kis összeg volt nála.

Parası yoktu bu yüzden hiç yiyecek alamadı.

Pénze nem volt, hát ételt sem tudott venni.

Onun neredeyse hiç parası yok ama geçiniyor.

Alig van pénze, de boldogul.

Tom'un seyahat etmek için yeterli parası yok.

Nincs elég pénze utazásra Tominak.

Tom'un hayatını idame ettirmeye yetecek parası vardır sanıyordum.

Azt gondoltam, Tomnak elég pénze van, amiből megél.

- Bunu para için yapmıyorum.
- Bunu parası için yapmıyorum.

- Nem a pénzért csinálom.
- Nem pénnzért csinálom.
- Nem pénzért csinálom ezt.

Tom, ailesinin yeterli parası olmadığı için üniversiteye gidemedi.

Tom nem járhatott egyetemre, mert a családjának nem volt elég pénze.

Tom'un otobüsle eve gitmek için yeterli parası yoktu.

Tominak nem volt elég pénze ahhoz, hogy busszal menjen haza.

Tom'un erkek kardeşinin sahip olduğundan daha az parası var.

Tomnak kevesebb pénze van, mint a fivérének.

Tom'un çok fazla parası var, onunla ne yapacağını bilmiyor.

Tomnak olyan sok pénze van, hogy nem tudja, mit kezdjen vele.

Tom çok parası var, ama o hiç arkadaşı yok.

Tomnak sok a pénze, de nincs barátja.

Tom bir ev almak için yeterli parası olduğunu söylüyor.

Azt mondja Tamás, elég pénze van egy házra.

- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.

Sok pénze van.

Tom hesabı ödemek için cüzdanında yeterli parası olduğunu düşünmüyordu.

Tom nem gondolta, hogy van elég pénz a tárcájában, hogy kifizesse a számlát.

Tom ihtiyacı olanı almak için yeterli parası olmadığını biliyordu.

Tom tudta, hogy nincs elég pénze ahhoz, hogy megvegye, amire szüksége van.

Tom'un ihtiyaç duyduğu her şeyi almak için yeterli parası olduğunu düşündüm.

Úgy gondoltam, Tomnak elég pénze van, hogy bármit megvehessen, amire csak szüksége van.

- Tom'un parası vardı, hem de çok.
- Tom'da para vardı, çuvalla hem de.

- Tamásnak jó sok pénze volt.
- Tamásnak egy rakás pénze volt.

Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece "seni seviyorum!" dedi.

Marinak nem volt pénze venni valamit Tominak Valentin napra, így csak annyit mondott: „Szeretlek.”