Translation of "Parası" in German

0.007 sec.

Examples of using "Parası" in a sentence and their german translations:

- Çerez parası.
- Fındık fıstık parası.

Das ist doch Kleingeld.

- Onun hiç parası yoktu.
- Onun parası yoktu.

Er hatte kein Geld.

- Tom'un hiç parası yok.
- Tom'un parası yok.

Tom hat kein Geld.

Onun parası bitti.

Er hatte kein Geld mehr.

Yeterli parası var.

Sie hat genug Geld.

Yeterli parası yoktu.

Sie hatte nicht genug Geld.

Onun parası yoktu.

Sie hatte kein Geld.

Onun parası var.

Er hat Geld.

Parası olan benim.

Ich bin derjenige mit dem Geld.

Ukrayna'nın parası yok.

Die Ukraine hat kein Geld.

Tom'un parası yoktu.

Tom hatte kein Geld.

Tom'un parası var.

Tom hat Geld.

Tom'un parası yok.

Tom hat kein Geld.

Bunun parası sizden.

Das liegt an dir.

Tom'un parası tükendi.

- Tom ging das Geld aus.
- Tom ging das Geld zur Neige.

Tom'un parası bitiyor.

- Tom geht das Geld aus.
- Tom wird das Geld knapp.

Harcayacak parası var.

Er hat Geld zu verlieren.

Başlık parası sömürü düzeni

Kopfgeld-Ausbeutungsprogramm

Bu Kanadalı parası mı?

Ist das kanadisches Geld?

Onun çok parası var.

Er hat Geld wie Heu.

Parası olmadığını bana açıkladı.

- Er erklärte mir, dass er kein Geld habe.
- Er erklärte mir gegenüber, er habe kein Geld.

Onun biraz parası var.

- Er hat ein bisschen Geld.
- Er hat ein wenig Geld.

Onun yeterli parası yoktu.

Er hatte nicht genug Geld.

Ne kadar parası var?

Wie viel Geld hat er?

Erkek kardeşimin parası yok.

Mein Bruder hat kein Geld.

Eve giderken parası çalındı.

- Sie wurde auf dem Heimweg ihres Geldes beraubt.
- Auf dem Weg nach Hause hat man ihr ihr Geld geraubt.

Onların parası var mı?

Haben sie Geld?

Onun parası var mı?

Hat sie Geld?

Ailesinin fazla parası yoktu.

Seine Familie hatte nicht viel Geld.

Onların hiç parası yok.

Sie haben kein Geld.

Tom'un biraz parası var.

Tom hat ein bisschen Geld.

Tom'un çok parası yok.

Tom hat nicht viel Geld.

Tom'un çok parası var.

Tom hat viel Geld.

Onun çok parası yoktu.

Sie hatte nicht viel Geld.

Onun çok parası yoktur.

Er hat nicht viel Geld.

Tom'un ona parası yetmez.

Tom kann sich das nicht leisten.

Onunla parası için evlendi.

Er heiratete sie wegen ihres Geldes.

Tom'un yığınla parası var.

Tom schwimmt im Geld.

Onun hiç parası yok.

Er hat kein Geld.

Onların hiç parası kalmamıştı.

- Sie hatten kein Geld übrig.
- Sie hatten kein Geld mehr.

Ailesinin çok parası yoktu.

Seine Familie hatte nicht viel Geld.

Tom'un hiç parası yoktu.

Tom hatte kein Geld.

Tom'un hiç parası kalmamıştı.

Tom hatte kein Geld mehr.

Tom'un yeterli parası yok.

Tom hat nicht genug Geld.

Tom'un çok parası yoktu.

Tom hatte nicht viel Geld.

Tom'un yeterli parası yoktu.

Tom hatte nicht genug Geld.

Onun yeterli parası var.

Er hat genug Geld.

Tom'un yeterli parası var.

Tom hat genug Geld.

Ailemin fazla parası yoktu.

Meine Familie hatte nicht viel Geld.

Aşırı çok parası var.

Er hat viel Geld.

- Onun bankada çok parası var.
- Onun bankada bol parası var.

Er hat haufenweise Geld auf der Bank liegen.

- Tom yeterince parası olmadığını biliyordu.
- Tom yeterli parası olmadığını biliyordu.

Tom wusste, dass er nicht genug Geld hatte.

Başlık parası anlatıldı bu filmde

Das Titelgeld wurde in diesem Film erklärt

Yaşlı adamın yeterince parası var.

Der alte Mann hat genug Geld.

Onun bütün parası yeğenine gitti.

All ihr Geld ging an ihren Neffen.

Kullanabileceğinden daha çok parası var.

Er hat mehr Geld, als er ausgeben kann.

- Para konuşur.
- Parası olan konuşur.

Geld regiert die Welt.

Tom'un çok az parası var.

Tom hat sehr wenig Geld.

Denizdeki kum kadar parası vardı.

Sie hatte Geld wie Sand am Meer.

Ann'in yanında biraz parası var.

Anne hat ein wenig Geld bei sich.

Yumi'nin şimdi çok parası var.

Yumi hat jetzt viel Geld.

Parası var, ama mutlu değil.

- Geld hat er, aber glücklich ist er nicht.
- Er hat zwar Geld, aber er ist nicht glücklich.

Harcayabileceğinden daha çok parası var.

Er hat mehr Geld, als er ausgeben kann.

Onların her zaman parası az.

Sie haben nie genug Geld.

Tom'un her zaman parası azdır.

- Tom hat immer Geldprobleme.
- Tom ist immer in Geldnöten.
- Tom hat immer zu wenig Geld.

Tom'un ebeveynlerinin çok parası var.

Toms Eltern haben jede Menge Geld.

Tom'un bir sürü parası var.

Tom hat viel Geld.

Zavallı yaşlı kadının parası çalındı.

Die arme, alte Frau wurde ihres Geldes beraubt.

Mark'ın senden fazla parası var.

Mark hat mehr Geld als du.

O, onunla parası için evlendi.

- Sie hat ihn für sein Geld geheiratet.
- Sie hat ihn wegen seines Geldes geheiratet.
- Sie heiratete ihn wegen seines Geldes.

Onun parası bitmiş gibi görünüyordu.

- Es schien, als ob er knapp bei Kasse wäre.
- Es hatte den Anschein, als wäre ihm das Geld ausgegangen.

Bankada onun çok parası vardı.

Er hatte viel Geld auf der Bank.

Tom'un yanında çok parası yok.

Tom hat nicht viel Geld bei sich.

Tom'un oldukça çok parası var.

- Tom hat ganz schön viel Geld.
- Tom hat ziemlich viel Geld.

Tom'un cebinde hiç parası yok.

Tom hat kein Geld in seiner Tasche.

Tom'un asla çok parası olmadı.

Tom hat nie viel Geld gehabt.

Tom'un bankada çok parası var.

- Tom hat jede Menge Geld auf der Bank.
- Tom hat viel Geld auf der Bank.

Tom'un taksiye ödeyecek parası yoktu.

- Tom hatte kein Geld, um ein Taxi zu bezahlen.
- Tom hatte kein Geld zum Bezahlen eines Taxis.

Tom şimdi çok parası var.

Tom hat jetzt eine Menge Geld.

Tom'un bankada biraz parası var.

Tom hat etwas Geld auf der Bank.

Benden daha çok parası var.

Er hat mehr Geld als ich.

Onun çok fazla parası yok.

Er hat nicht viel Geld.

Onun nedereyse hiç parası yoktu.

- Sie hatte fast kein Geld.
- Sie hatte kaum Geld.

- Tom'un harcayabileceğinden daha çok parası var.
- Tom'un harcayabileceğinden daha fazla parası var.

Tom hat mehr Geld, als er ausgeben kann.

- Tom benden daha fazla parası var.
- Tom benimkinden daha fazla parası var.

Tom hat mehr Geld als ich.

- Tom'un taksi tutacak parası yoktu.
- Tom'un bir taksi tutmak için yeterli parası yoktu.

- Tom hatte nicht genug Geld, um mit dem Taxi zu fahren.
- Tom hatte nicht genug Geld für eine Taxifahrt.

Ağalık sistemi başlık parası din tüccarları

das religiöse System Handelsgeld