Translation of "Yapacağını" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Yapacağını" in a sentence and their dutch translations:

Ne yapacağını bilmiyor.

- Hij weet niet wat te doen.
- Hij weet niet wat hij moet doen.

Senin onu yapacağını düşünmüyordum.

Ik dacht niet dat je het ging halen.

Onun ne yapacağını düşünüyorsun?

Wat denk je, wat zou ze gaan doen?

Ne yapacağını ona söyledim.

Ik heb hem gezegd wat hij moest doen.

Tom onu yapacağını söyledi.

- Tom heeft gezegd dat hij dat zal doen.
- Tom zei dat hij dat zal doen.

Fazla yiyeceği ne yapacağını bilmiyordu.

Hij wist niet wat hij met het extra eten moest doen.

Tom'un ne yapacağını bildiğini sanmıyorum.

Ik denk dat Tom niet weet wat hij moet doen.

Annem nasıl kek yapacağını bilir.

Mijn moeder weet hoe je taarten maakt.

Tom şimdi ne yapacağını bilmiyor.

Tom weet niet wat hij nu moet doen.

Tom Mary'nin bunu yapacağını söylüyor.

Tom zegt dat Maria dat zal doen.

Sadece bekleyip, ne yapacağını görelim.

Alles wat we moeten doen is wachten en kijken wat hij zal gaan doen.

Tom'un bunu yapacağını bilmiyor muydun?

Wist je niet dat Tom dat zou doen?

Hemşire onu nasıl yapacağını sana söyleyecek.

De verpleegster zal je uitleggen hoe dat moet.

İngiltere her erkeğin görevini yapacağını umuyor.

Engeland verwacht dat iedereen zijn plicht zal doen.

Onun ne yapacağını kesin olarak bilmiyorum.

Ik weet niet zeker wat ze gaat doen.

O sana ne yapacağını söyledi mi.

Heeft hij gezegd wat je moest doen?

Tom yapacağını söylediği şeyi gerçekten yapmadı.

Tom heeft niet daadwerkelijk gedaan wat hij zei dat hij zou doen.

Tom'un bu tür şey yapacağını sanmıyorum.

Ik denk niet dat Tom zoiets zou doen.

Senin ne yapacağını tam olarak biliyorum.

Ik weet precies wat je ging doen.

Bunu nasıl yapacağını biliyor gibi görünüyorsun.

Het ziet er naar uit dat je het kan doen.

John sonraki adımda ne yapacağını bilmiyor.

John weet niet wat hij verder moet doen.

Onu nasıl yapacağını bilmiyorsun, değil mi?

- Je weet niet hoe je het moet doen, of wel?
- U weet niet hoe u het moet doen, of wel?
- Jullie weten niet hoe jullie het moeten doen, of wel?

Tom artık yemeği ne yapacağını bilmiyordu.

Tom wist niet wat met de kliekjes aan te vangen.

Tom ilk olarak ne yapacağını bilmiyor.

Tom weet niet wat hij eerst moet doen.

Tom, Mary'nin onu yapacağını tahmin etti.

Tom voorspelde dat Maria dit zou doen.

Tom yapacağını söylediği şeyi henüz yapmadı.

Tom heeft nog niet gedaan wat hij zei dat hij zou doen.

Fakat gergedan ne yapacağını anlıyor, dönüp saldırıyor.

...maar de neushoorn anticipeert, draait, en valt aan.

Tom Mary'nin işi çok iyi yapacağını düşünmüyor.

Tom denkt niet dat Mary het werk erg goed zal doen.

Tom'un bizim için akşam yemeği yapacağını düşündüm.

- Ik dacht dat Tom het eten voor ons klaar zou maken.
- Ik dacht dat Tom het avondeten voor ons zou maken.

Tom bana bunu daha sonra yapacağını söyledi.

- Tom zei tegen mij dat hij dat later ging doen.
- Tom heeft me gezegd dat hij dat later ging doen.

Tom Mary'nin büyük bir olasılıkla ne yapacağını biliyordu.

Tom wist wat Maria hoogstwaarschijnlijk zou doen.

Bana bunu yapacağını, ya da yapabileceğini hiç düşünmemiştim.

Ik heb nooit gedacht dat je mij dat zou willen of kunnen aandoen.

Umarım Tom onu nasıl yapacağını bilen tek kişi değildir.

Ik hoop dat Tom niet de enige is die weet hoe je dat doet.