Translation of "Popüler" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Popüler" in a sentence and their dutch translations:

Popüler oldu.

Het ging viraal.

Tom popüler.

Tom is populair.

O, popüler midir?

Is het populair?

Tom popüler değildir.

Tom is onpopulair.

Tom popüler oldu.

Tom werd populair.

Bu, Avustralya'da popüler.

Het is populair in Australië.

Popüler şarkıcı intihar etti.

- De populaire zangeres pleegde zelfmoord.
- De populaire zanger pleegde zelfmoord.

Alman arabaları çok popüler.

Duitse auto's zijn erg populair.

Okulda popüler olmak istiyor.

Zij wil populair zijn op school.

Futbol beyzboldan daha popüler.

Voetbal is populairder dan honkbal.

Tom benden daha popüler.

Tom is populairder dan ik ben.

Nefretle beslenen popüler bir isyan .

Franse indringer.

Hawaii popüler bir turizm beldesidir.

Hawaï is een populaire toeristische bestemming.

Kart oynamak popüler bir eğlencedir.

Kaarten is een populair tijdverdrijf.

O popüler şarkıları söylemeyi seviyor.

Hij houd ervan populaire liedjes te zingen.

Futbol Brezilyada en popüler spor.

- Voetbal is de meest populaire sport in Brazilië.
- Voetbal is de populairste sport in Brazilië.

Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.

Voetbal is nu populairder in Japan dan voorheen.

Bu şarkı Japonya'da çok popüler.

Dit lied is erg geliefd in Japan.

Yamada kendi sınıfındaki kızlar arasında popüler değil ama daha genç kızlar arasında popüler.

Zeg, Yamada is niet zo populair bij de meisjes van zijn eigen leerjaar, maar hij is best populair onder de lagere klassen, toch?

Ve sevgilim bazı popüler saçmalıkları izliyordu.

en mijn geliefde bekeek wat culturele troep:

Bahçecilik birkaç yıl için popüler olmuştur.

Tuinieren is al enkele jaren populair.

- Bob okulda popüler.
- Bob okulda popülerdir.

- Bob is geliefd op school.
- Bob is populair op school.

O, sınıftaki en popüler öğrencilerden biri.

Hij is een van de populairste leerlingen van de klas.

Bu atasözü bir gecede popüler oldu.

Van de ene dag op de andere werd die uitspraak populair.

Amsterdam turistler için popüler bir yer.

Amsterdam is een populaire bestemming voor toeristen.

Japonya'da golfün çok popüler olduğu söylenir.

Men zegt dat golf heel populair is in Japan.

Popüler olan her saçmalığı izliyoruz tamam mı?

We kijken naar allerlei culturele troep.

Benim yolculuğum popüler bir cep telefonu videosuyla,

Mijn avontuur begon met een vreselijk populaire video

Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyorlar.

Men zegt dat golf erg populair is in Japan.

Dün dünyadaki en popüler oyunculardan biriyle tanıştım.

Gisteren heb ik kennis gemaakt met een van de beroemdste acteurs van de wereld.

Bu sayfiye artık eskisi kadar popüler değil.

- Dit vakantieoord is niet meer zo populair als het ooit was.
- Die badplaats is niet meer zo populair als vroeger.

Aktör neredeyse hiç eskisi kadar popüler değil.

De acteur is bij lange na niet zo populair als hij eerst was.

Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyor.

Men zegt dat golf heel populair is in Japan.

Internet Explorer dünyanın en popüler web tarayıcısı.

Internet Explorer is 's werelds meest populaire webbrowser.

Beyzbol çeşitli Latin Amerika ülkelerinde oldukça popüler bir spordur.

Baseball is in verschillende Latijns-Amerikaanse landen een populaire sport.

Fesleğen, adaçayı, biberiye, kekik ve keklik otu popüler otlardır.

Basilicum, salie, rozemarijn, tijm en oregano zijn populaire kruiden.

En popüler yazarlarından biri bırakınca gazete okuyucu kaybetmeye başladı.

- De krant begon lezers te verliezen toen hij afstand deed van een van zijn meest populaire auteurs.
- De krant begon lezers te verliezen toen ze afstand deed van een van haar meest populaire auteurs.

Diğerleri popüler müziği severken bazı insanlar klasik müziği sever.

Sommige mensen houden van klassieke muziek, terwijl anderen van populaire muziek houden.

Bourbon restorasyonu altında Soult, popüler olmayan bir Savaş Bakanı oldu.

Onder de Bourbon-restauratie werd Soult een impopulaire minister van Oorlog.

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

Tom werd populair onder de tieners zodra hij zijn debuut maakte op het witte doek.

"Pansexual" terimi son zamanlarda "biseksüel"'in popüler bir alternatifi olmuştur.

De term "panseksueel" is onlangs een populair alternatief voor "biseksueel" geworden.

Restoranlarda sigara içmeyi yasaklamak çok popüler, hatta sigara içenler ile!

Het rookverbod in restaurants is erg populair, zelfs bij rokers!

"Jingle Bells," Noel zamanı yaklaştığında popüler bir şarkı, aslında bir Noel şarkısı değildir. Sözleri Noel hakkında bir şey söylemiyor.

„Jingle Bells”, het bekende kerstlied, heeft in werkelijkheid niets met Kerstmis te maken. In de tekst is er geen enkele verwijzing naar het kerstfeest.