Translation of "Eğitim" in Dutch

Eğitim alırken

tijdens mijn studie in het seminarie

Eğitim önemlidir.

Onderwijs is belangrijk.

Eğitim kampından kaçtım.

Ik liep weg uit het oefenkamp.

Eğitim evde başlar.

Opvoeding begint thuis.

Nijmegen'de eğitim görüyorum.

Ik studeer in Nijmegen.

Eğitim düzeyiniz nedir?

- Wat is het hoogste onderwijsniveau dat u hebt voltooid?
- Wat is je hoogst behaalde schoolniveau?

- Yurt dışında eğitim görmekteyim.
- Yurt dışında eğitim görüyorum.

Ik studeer in het buitenland.

Dün hiç eğitim görmedim.

Ik heb helemaal niet gestudeerd gisteren.

O, Belçika'da eğitim gördü.

Zij studeerde in België.

İki gündür eğitim görmüyorum.

Ik heb twee dagen niet gestudeerd.

- O, yurt dışında eğitim aldı.
- O, yurt dışında eğitim gördü.

Hij studeerde in het buitenland.

Eğitim seviyesi de yükseldi. Şimdi...

Het onderwijs is veel toegankelijker geworden. En nu...

Bu yüzden, eğitim çok önemli.

Onderwijs is dus erg belangrijk.

- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.

- Je kunt hier studeren.
- U kunt hier studeren.
- Jullie kunnen hier studeren.

O, yurt dışında eğitim gördü.

Hij studeerde in het buitenland.

Yurt dışında eğitim yapmak istiyorum.

Ik wil in het buitenland studeren.

Hayalim yurt dışında eğitim almak.

Mijn droom is om in het buitenland te studeren.

Bu gerçekten korkutucu bir eğitim anıydı.

Dit was een zeer beangstigend leermoment.

Eğitim; seçenekler, uyum yeteneği, güç demek.

Het onderwijs geeft meer opties, aanpassingsvermogen en kracht.

Eğitim seviyesini ve standart yaşam şeklini

en een opleidingsniveau bereiken

Uzay aynı zamanda eğitim araştırma, astronomi

De ruimte is ook een oneindige bron van inspiratie

Senin iyi bir eğitim avantajın var.

Gij hebt het voordeel van een goede opvoeding.

Babam Amerika'da eğitim yapmama izin vermedi.

Mijn vader stond mij niet toe in de VS te studeren.

Sekizden on bire kadar eğitim görüyorum.

Ik studeer van acht tot elf.

Eğitim sistemimizin ciddi şekilde yenilenmesi gerekiyor.

Ons onderwijssysteem moet serieus worden vernieuwd.

Eğitim sisteminin daha fazla esnek olması gerekir.

Het onderwijssysteem moet flexibeler zijn.

Bu dünyadaki eğitim beni hayal kırıklığına uğratıyor.

Het onderwijs in deze wereld valt me tegen.

Yeni yasa, eğitim sistemine önemli değişiklikler getirecektir.

De nieuwe wet zorgt voor belangrijke veranderingen in het onderwijssysteem.

Onun dileği bir gün yurt dışında eğitim görmektir.

Ze wenst op een dag in het buitenland te studeren.

Çince seviyemi geliştirmek için Çin'de eğitim görmek istiyorum.

Ik wil graag in China studeren om het niveau van mijn Chinees te verbeteren.

- Sami İslam eğitimi aldı.
- Sami İslami eğitim gördü.

Sami studeerde islam.

Eğitim kadınlar ve çocukları için daha sağlıklı bir hayat,

Onderwijs betekent betere gezondheid voor vrouwen en hun kinderen,

- Sami, İslam okumaya başladı.
- Sami İslami eğitim almaya başladı.

Sami begon islam te studeren.

Ama ne zamandan beri eğitim iş sahibi olmaktan ibaret oldu?

Maar sinds wanneer ontwikkel je jezelf voor een baan?

Amerika Birleşik Devletlerinde eğitim görmek istiyorsan bir öğrenci vizesi almalısın.

Als je in de Verenigde Staten wilt studeren, heb je een studentenvisum nodig.

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

Zijn inspanningen richten zich op onderwijs... ...conflictpreventie, en het volgen van dieren in menselijke gebieden.

Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.

Door overzee te studeren kunnen studenten met andere gewoonten en zeden in contact komen.

Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.

Televisie kan een belangrijke cultuurbron zijn en haar schooluitzendingen staan in veel scholen hoog aangeschreven.

Birliklerin komutanlığı da vardı . Eski eğitim hocası Soult, sıkı bir disiplin uyguladı ve adamlarını sıkı bir şekilde eğiterek

Soult, de oude boorinstructeur, legde strikte discipline op en trainde zijn mannen hard, wat

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

De hoeveelheid aan prooi maakt dit een ideaal trainingsgebied... ...voor een jonge jaguar die voor zichzelf moet zorgen.