Translation of "Gördü" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Gördü" in a sentence and their spanish translations:

Denizciler karayı gördü.

Los marineros vieron tierra firme.

Ivo üzüm gördü.

Ivo vio la uva.

ABD'de eğitim gördü.

Ella se educó en los Estados Unidos.

Tom sergileri gördü.

Tom vio las exposiciones.

O, kızı gördü.

- Él vio a la muchacha.
- Vio a la niña.

Galileo ne gördü?

¿Qué vio Galileo?

Tom videoyu gördü.

Tom vio el video.

O ne gördü?

¿Qué ha visto?

Biri seni gördü.

Alguien te vio.

Tom resimleri gördü.

- Tom vio las fotos.
- Tom le echó un vistazo a las imágenes.
- Tom miró los dibujos.

Tom birini gördü.

Tom vio a alguien.

Beni kim gördü?

¿Quién me ha visto?

Tom onu gördü.

Tom lo vio.

Kocasını hor gördü.

- Ella despreciaba a su marido.
- Despreciaba a su marido.

Bunu herkes gördü.

Todo el mundo lo vio.

Tom ne gördü?

¿Qué vio Tom?

Tom, Mary'yi gördü.

Tom vio a Mary.

Tom beni gördü.

Tom me vio.

Tom onları gördü.

Tom los vio.

Tom bizi gördü.

Tom nos vio.

Tom seni gördü.

Tom te vio.

Seni kim gördü?

¿Quién te vio?

Belki onu gördü.

Puede que él la haya visto.

Beni kim gördü.

¿Quién me vió?

Onlar seni gördü.

- Ellos te vieron.
- Te vieron.

Bavulum hasar gördü.

- Mi equipaje ha sido dañado.
- Mi equipaje fue dañado.

Onun gülümsemesini gördü.

- Ella lo vio sonreír.
- Ella le vio sonreír.

- Yolda birçok hayvan gördü.
- Yolda bir sürü hayvan gördü.

Ella vio muchos animales en el camino.

- Tom, Mary hakkında rüya gördü.
- Tom rüyasında Mary'yi gördü.

Tom soñó acerca de Mary.

1812 savaşın gidişatını gördü.

1812 había visto cambiar la marea de la guerra.

Bob onu tekrar gördü.

Bob lo volvió a ver.

O, çocuğu küçük gördü.

Ella despreciaba al chico.

Onu o da gördü.

Él también lo vio.

O, yüzümdeki şaşkınlığı gördü.

Él vio la sorpresa en mi cara.

O, hatalı olduğunu gördü.

Él vio que estaba equivocado.

Bugün Tom, Mary'yi gördü.

- Tom vio a Mary hoy.
- Hoy Tom ha visto a Mary.

Tom televizyonda Mary'yi gördü.

Tom vio a Mary en la televisión.

Tom onu haberde gördü.

Tom lo vio en las noticias.

Tom kendisini aynada gördü.

Tom se vio a sí mismo en el espejo.

Tom zaten onu gördü.

Tom ya lo ha visto.

Duvarda bir kelebek gördü.

Él vio una mariposa sobre la pared.

Tom bir hayalet gördü.

Tom vio a un fantasma.

O, Belçika'da eğitim gördü.

Ella ha estudiado en Bélgica.

O, ağaçtaki kuşu gördü.

Él vio el pájaro en el árbol.

O, istasyonda onu gördü.

Ella la vio en la estación.

Tom seni gördü mü?

¿Te ha visto Tom?

Biri seni gördü mü?

- ¿Te ha visto alguien?
- ¿Alguien te vio?

Bina tamamen zarar gördü.

El edificio fue destruido totalmente.

O da onu gördü.

- Él lo vio también.
- Ella también lo vio.
- También lo vio.

O onu hor gördü.

Ella le despreció.

Sanırım onlar beni gördü.

Creo que ellos me vieron.

Sanırım onlar seni gördü.

Creo que te vieron.

Geldi, gördü ve kaybetti.

Vino, vio y perdió.

Tom Mary'nin ağladığını gördü.

Tom vio a Mary llorando.

Herkes ne olduğunu gördü.

Todo el mundo vio lo que pasó.

Tom dün Mary'yi gördü.

Tom vio a María ayer.

Tom Mary'nin geldiğini gördü.

Tom vio venir a Mary.

Onlar da onu gördü.

Ellas también lo vieron.

Tom yerde kan gördü.

- Tom vio sangre en el piso.
- Tom vio sangre en el suelo.

Tom bir fare gördü.

Tom miró un ratón.

Tom Mary'nin gittiğini gördü.

Tom vio a Mary irse.

Mary seksoloji öğrenimi gördü.

Mary estudió sexología.

Okula giderken kazayı gördü.

Él vio el accidente de camino a la escuela.

Yolda birçok hayvan gördü.

Ella vio muchos animales en la carretera.

O, resmi açıkça gördü.

Él vio claramente la fotografía.

Kuwait ciddi hasar gördü.

Kuwait sufrió daños severos.

O, aynada kendini gördü.

Se vio a sí misma al espejo.

Tom partide Mary'yi gördü.

Tom vio a Mary en la fiesta.

Tom tekrar Mary'yi gördü.

Tom vio otra vez a Mary.

Tom, Mary'yi hor gördü.

Tom menospreció a Mary.

Tom Mary'nin gülümsediğini gördü.

Tom vio a Mary sonreir.

Tom bir zürafa gördü.

Tom vio una jirafa.

Tom bir kurt gördü.

Tom vio un lobo.

- Birisi ne olduğunu gördü mü?
- Hiç kimse olan biteni gördü mü?

¿Alguien lo ha visto ocurrir?

Ve aslan da beni gördü,

y el león me vio a mí;

Köşeden dönüp bir yengeç gördü.

Se acercó por un rincón y vio un cangrejo.

O, hoş bir rüya gördü.

- Ella tuvo un sueño agradable.
- Ella tenía un sueño agradable.

Bir devlet okulunda eğitim gördü.

- Fue educado en una escuela pública.
- Él estudió en una escuela pública.

O, yurt dışında eğitim gördü.

Él estudió en el exterior.

Tom Mary'nin gözlerindeki gözyaşları gördü.

Tom vio las lágrimas en los ojos de Mary.

Tom Mary'nin gözlerinde korku gördü.

Tom vio miedo en los ojos de Mary.

O beni mağazaya girerken gördü.

Ella me vio entrar a la tienda.

Mayuko garip bir rüya gördü.

Mayuko tuvo un sueño extraño.

O onları mağazanın yanında gördü.

Ella los vio junto a tu tienda.

Tom Mary'nin ne yaptığını gördü.

Tom vio lo que hizo Mary.

Tom yerde bir şey gördü.

Tom vio algo en el piso.

Tom aynada kendi yansımasını gördü.

Tom vio su reflejo en el espejo.

Onun bir sandviç yediğini gördü.

Ella le vio comerse un sándwich.

Belki Tom bir şey gördü.

Quizás Tom vio algo.