Translation of "Ayağa" in Dutch

0.014 sec.

Examples of using "Ayağa" in a sentence and their dutch translations:

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

- Hij stond op.
- Hij ging staan.

Ayağa kalk!

Sta op!

Ayağa kalktı.

Hij ging staan.

Ayağa kalkamam.

Ik kan niet opstaan.

Ayağa kalkmayın.

Sta niet op.

Adam ayağa kalktı.

De man stond op.

Ayağa kalk, lütfen.

Sta recht, alsjeblieft.

İstersen ayağa kalkabilirsin.

Je mag opstaan als je wilt.

Ayağa kalk, Tom.

Sta op, Tom.

O, ayağa kalktı.

Ze stond op.

Herkes ayağa kalksın.

Iedereen opstaan!

O ayağa kalkmaya çalıştı.

Hij trachtte op te staan.

Ayağa kalkmana gerek yok.

Je hoeft niet op te staan.

İskoçya'dan nefret ediyorsan ayağa kalk!

Sta op als je Schotland haat!

O, bana baştan ayağa baktı.

Hij bekeek mij van kop tot teen.

O bana ayağa kalkmamı emretti.

- Hij gaf me het bevel om op te staan.
- Hij beval me op te staan.

- Tom dizüstü bilgisayarını kapatıp ayağa kalktı.
- Tom laptopunu kapattı ve ayağa kalktı.

Tom deed zijn laptop dicht en stond op.

Ayağa kalktı ve bir yanlış yaptığını,

Daar nam hij het woord en vertelde dat hij een fout had gemaakt:

Koltuktan çıkmak için biraz ayağa kalktım.

Ik tilde mijn voeten half op om mijn stoel te verlaten.

Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.

Ze stond op om de telefoon op te nemen.

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

Toen ze de kamer binnen kwam, stond hij op.

Ayağa kalk ve kendini tanıt lütfen.

- Sta op en stel uzelf voor, alstublieft.
- Sta op en stel jezelf voor, alsjeblieft.
- Sta op en introduceer uzelf, alstublieft.

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

Linda stond op om te zingen.

Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

Het hele publiek stond op en begon te applaudisseren.

İnsanlar ayağa kalktı ve şarkı söylemeye başladı.

De mensen stonden op en begonnen te zingen.

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

Dit blauwe hart een huis waarin je kan rechtopstaan.

Tom ve Mary birbirlerine baktılar ve ayağa kalktılar.

Tom en Maria bekeken elkaar en stonden op.

Hala şiiri okurken ayağa kalkar ama son dizeyi tamamlamaz.

Hij sterft terwijl hij het gedicht nog steeds voordraagt, maar hij maakt de laatste regel niet af.

- Lütfen oturun.
- Lütfen oturmuş biçimde kalın.
- Lütfen oturmaya devam edin.
- Lütfen ayağa kalkmayın.

Blijf zitten alstublieft.

Etmelerini yasaklayan kendi kodlarına sahip olan Jomsvikingler - örneğin bir tanesi başlarının kesilmesi için diz çökmeyeceğini söyledi, ayağa kalkmakta ve önden başlarının kesilmesinde

op enig moment angst te uiten - een van hen zei bijvoorbeeld dat hij niet zou knielen