Translation of "Akıllı" in Dutch

0.009 sec.

Examples of using "Akıllı" in a sentence and their dutch translations:

Tom akıllı.

Tom is slim.

O akıllı.

Hij is intelligent.

Maymunlar akıllı.

Apen zijn intelligent.

John akıllı.

John is slim.

O çok akıllı.

Ze is heel slim.

Akıllı bir adamsın.

- Je bent een wijze man.
- Jij bent een wijze man.

- Sen akıllı bir oğlansın.
- Sen akıllı bir çocuksun.

- Je bent een slimme jongen.
- Je bent een intelligente knaap.

Pentagon akıllı toz denen,

Het Pentagon investeerde in iets dat 'slim stof' heet,

Yaşlı adam akıllı görünüyordu.

De oude man zag er wijs uit.

O ondan daha akıllı.

Ze is slimmer dan hij.

İkisi de çok akıllı.

Ze zijn allebei erg intelligent.

İhtiyarlama, daha akıllı ol!

Word niet ouder, word wijzer!

- O akıllı.
- O akıllıdır.

Hij is slim.

Eva benden daha akıllı.

Eva is slimmer dan ik.

Akıllı telefonun var mı?

- Heb je een mobieltje?
- Hebt u een mobieltje?

Tom akıllı bir çocuk.

Tom is een slim ventje.

İnsanların hepsi akıllı değildir.

Niet alle mannen zijn wijs.

Tom senden daha akıllı.

Tom is slimmer dan jij.

- Tom akıllı.
- Tom akıllıdır.

- Tom is slim.
- Tom is intelligent.
- Tom is pienter.

Bu hayvan çok akıllı.

Dit dier is erg intelligent.

Tom akıllı telefonunu çıkardı.

Tom haalde zijn nieuwe smartphone tevoorschijn.

Genç olduğu doğru, ama akıllı.

Het is waar dat ze jong is, maar ze is wijs.

Akıllı bir adam hatalarından yararlanır.

Een wijze leert uit zijn fouten.

Gezegende üç akıllı tür vardır.

Er zijn drie intelligente soorten op de planeet.

- Tom kararsız.
- Tom gelgeç akıllı.

Tom is onstabiel.

Tom benim kadar akıllı değil.

Tom is niet zo slim als ik.

Çok pahalı bir akıllı telefon.

Het is een heel dure smartphone.

O çok akıllı bir yalancıdır.

Ze is handig in het liegen.

Keşke senin kadar akıllı olsam.

Ik wou dat ik zo intelligent was als jij.

O kadar da akıllı değilsin.

Jij bent niet zo slim.

Tom çok akıllı bir çocuktur.

Tom is een erg slimme jongen.

Bira beni daha akıllı yapar.

Bier maakt me slimmer.

Tom yeni akıllı telefonunu düşürdü.

Tom liet zijn nieuwe smartphone vallen.

Ama böyle kar yağarken akıllı davranmalısınız.

Maar met deze sneeuw moet je slimmer zijn.

Ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu

...maar je beslissingen hebben me in leven gehouden,

Karım için bir akıllı telefon aldım.

Ik heb een smartphone voor mijn vrouw gekocht.

Başka gezegenlerde akıllı yaşam var mı?

Bestaat er intelligent leven op andere planeten?

Dünya üzerinde akıllı yaşam var mıdır?

Leven er intelligente wezens op aarde?

O akıllı bir erkek çocuğuna benzemiyor.

Hij ziet er niet uit als een intelligente jongen.

Akıllı telefonunuzdaki kamerayı ne sıklıkla kullanıyorsunuz?

Hoe vaak gebruik je de camera van je smartphone?

Akıllı telefonunuzu hangi sıklıkla kontrol ediyorsunuz?

Hoe vaak controleer je je smartphone?

- Tom yeni bir akıllı telefon satın almak istiyor.
- Tom yeni bir akıllı telefon almak istiyor.

Tom wil een nieuwe smartphone kopen.

Akıllı telefon, dijital asistan ve Roombas kullanıyoruz.

We maken gebruik van smartphones, pda's en Roomba’s.

Akıllı telefon nesli için son derece uygun;

een perfecte keuze voor de smartphonegeneratie --

Akıllı bileklikler gibi değil, belki bazılarınızda vardır

Een beetje als de fitness-trackers die sommigen van jullie dragen

Akıllı bir lider ne zaman izleyeceğini bilir.

Een wijze leider weet wanneer hij volgen moet.

O oldukça akıllı ama çok kendine güvenen.

Hij is best wel slim, maar heeft te veel zelfvertrouwen.

Daha iyisini bilecek kadar akıllı olduğunu düşündüm.

Ik dacht dat je slim genoeg was om beter te weten.

Sınıfımızdaki hiçbir öğrenci, Kate'den daha akıllı değildir.

Geen enkele student in onze klas is intelligenter dan Kate.

Hiç bu kadar akıllı bir çocuk görmemiştim.

Ik heb nog nooit een zo verstandig kind gezien.

Akıllı bir şehirde aşık olmak nasıl bir şey?

Hoe is het om verliefd te worden in een slimme stad?

Tom akıllı telefonu ile tahtanını bir resmini çekti.

- Tom maakte een foto van het schoolbord met zijn smartphone.
- Tom maakte een foto van het bord met zijn telefoon.

- Tom Mary'den daha zekidir.
- Tom Mary'den daha akıllı.

Tom is intelligenter dan Mary.

Yine de birkaç Polisi'nden biriydi parlak ve akıllı ajanda,

vermogen om een ​​meesterlijke slag te leveren, of zijn troepen tot de overwinning te inspireren, met de tijd afnam.

- O gerçekten zeki, değil mi?
- O sahiden zeki, değil mi?
- O gerçekten akıllı, değil mi?
- O sahiden akıllı, değil mi?

- Zij is echt slim, niet?
- Zij is intelligent, niet waar?
- Ze is echt intelligent, niet?

- O çok akıllı bir yalancıdır.
- O çok zeki bir yalancıdır.

Ze is handig in het liegen.

En sonki akıllı telefonu satın almak için yeterli param yok.

Ik heb niet genoeg geld om de laatste smartphone te kopen.

Akıllı telefonlar on yıl önce bilim kurgu gibi görünmüş olurdu.

Smartphones zouden tien jaar geleden net sciencefiction zijn.

Bir aptalı düzeltmeyin yoksa o sizden nefret eder. Akıllı bir adamı düzeltin o size minnettar olur.

Corrigeer geen domkop, want hij zal je haten. Corrigeer een wijze man, en hij zal je appreciëren.