Translation of "öfkeli" in Dutch

öfkeli hissetmiyordum.

ik me niet boos voelde.

Tom öfkeli.

Tom is woedend.

Öfkeli görünüyorsun.

- Je klinkt boos.
- Je klinkt kwaad.

Tom öfkeli görünüyordu.

Tom leek boos.

Tom muhtemelen öfkeli.

Tom is waarschijnlijk kwaad.

O niçin öfkeli?

Waarom is ze boos?

Annem kesinlikle öfkeli olacak!

Mama zal zeker razend zijn.

Polis öfkeli kalabalıkla karşı karşıyaydı.

De politieagent werd geconfronteerd met de boze menigte.

Onun öfkeli olmasının nedeni odur.

Dat is de reden dat hij boos werd.

Tom sinirli ve öfkeli görünüyor.

- Tom blijkt boos en gefrustreerd te zijn.
- Het blijkt dat Tom boos en gefrustreerd is.

Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.

Kleurloze groene ideeën slapen woedend.

Tom Mary'nin öfkeli olduğunu söyledi.

Tom zei dat Maria boos is.

O öfkeli bir biçimde tepki gösterdi.

Ze reageerde woedend.

- O niçin kızgın?
- O niçin öfkeli?

- Waarom is hij kwaad?
- Waarom is hij boos?

Onun niçin çok öfkeli olduğunu biliyor musun?

Weet jij waarom ze zo boos is?

- Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkelice uyur.
- Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.

Kleurloze groene ideeën slapen woedend.

Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.

Je ontsnapt niet aan een boze neushoorn.

- O kızgın değil.
- O öfkeli değil.
- O sinirli değil.

Hij is niet boos.

- Onlar niçin öfkeli?
- Neden sinirliler?
- Neden kızgınlar?
- Neden öfkeliler?

Waarom zijn ze boos?

Birçok pars, meseleleri kendileri çözmek isteyen öfkeli çeteler tarafından öldürülüyor.

...waarin veel luipaarden worden gedood door boze menigtes... ...die het heft in eigen handen nemen.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

Een duimhoog bijna onzichtbaar monster dat kwaad is geboren en duizenden doodt.

Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.

Een groot mannelijk luipaard op rooftocht bij een lokale school... ...in de hoofdstad van de staat, Bangalore.

- Onlar niçin öfkeli?
- Neden sinirliler?
- Neden kızgınlar?
- Neden öfkeliler?
- Onlar niye kızgın?

Waarom zijn ze boos?

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

Maar het was tijdens de dag, terwijl hij aan het werk was... ...dat marinebioloog Richard Fitzpatrick ten prooi viel aan een boze zee-egel.

Öfkeli bir Napolyon, "Ney askerlik hakkında son katılan davulcu çocuktan daha az şey biliyor" dedi

Een woedende Napoleon merkte op: "Ney weet minder van soldaten dan de drummer die het laatst lid is geworden