Translation of "Nereye" in Chinese

0.018 sec.

Examples of using "Nereye" in a sentence and their chinese translations:

Nereye?

哪里?

- Nereye gidiyorsun?
- Nereye gidiyorsunuz?

- 你去哪儿?
- 你要去哪裡?
- 你们去哪里?

- Nereye gitti?
- O nereye gitti?

- 他去哪儿了?
- 人呢?

Nereye gidiyorsun?

你去哪儿?

Nereye gidiyorsunuz?

你们去哪儿?

Nereye gittin?

你们去哪儿?

Nereye gidiyoruz?

我们去哪儿?

Nereye sakladın?

你把它藏哪了?

Nereye gitmeliyiz?

我們應該去哪裡?

- Nereye gitmek istersiniz?
- Nereye gitmek istiyorsun?

- 你要去哪裡?
- 你想去哪裡?
- 你想去哪儿?
- 你們要去哪裡?

- Şimdi nereye gidiyorlar?
- Onlar şimdi nereye gidiyor?

- 他们在去哪里?
- 他们现在去哪?

Tatilde nereye gidiyorsun?

你要去哪裡度假?

Nereye varacağımızı bilmiyorum.

我不知道我們會到達哪裡。

Nereye gittiğimi sordu.

她問了我要去哪裡。

Nereye gideceğini bilmiyordu.

他不知道該上哪兒去。

Onlar nereye gitti?

- 人呢?
- 他们去哪儿了?

Babam nereye gitti?

爸爸去哪了?

Nereye gitmek istersin?

- 你要去哪里?
- 你要去哪裡?
- 你想去哪裡?

Çamaşırımı nereye koymalıyım?

我應該把我要洗的衣服放在哪裡?

At nereye gitti?

那匹马去了哪里?

Başka nereye gitmeliyiz?

我们要去其他的什么地方?

Beni nereye götürüyorsunuz?

你們要帶我去哪?

Dün nereye gittin?

你昨天去哪裡了?

Nereye gidiyorsun bilmiyorum.

我不知道你要去哪。

- Önce nereye gitmek istersin?
- İlk önce nereye gitmek istersin?

你想先去哪裡?

Geçen Pazar nereye gittin?

上周日你去哪儿了?

Onun nereye gittiğini bilmiyorum.

我不知道他去了哪裏。

Siz çocuklar nereye gittiniz?

你们这些家伙去哪儿了?

Şapkamı nereye koyduğumu unuttum.

我忘了我把我的帽子放在哪裡了。

Tom'un nereye gittiğini bilmiyorum.

我不知道汤姆往哪去了。

Ona nereye gittiğini sordum.

我問了他要去哪裡。

Nereye gitmek istediğini bilmiyorum.

我不知道你要去哪。

Tatil için nereye gittin?

你去哪裡度假了?

Daha sonra nereye gideceğiz?

我们以后往哪走?

Ona nereye gittiğimizi söyle.

告诉她我们去了哪里。

Yarın nereye gitmek istiyorsun?

你明天想去那里?

Bugün nereye gitmek istiyorsun?

你今天想去哪儿呀?

Ve nereye oturmak istiyorsun?

你想坐哪儿呢?

Bunu nereye koymamı istersin?

你想我把這東西放在哪裏?

Bu cadde nereye götürür?

這條街通到哪裡?

Onu nereye koyduğunu unutma.

不要忘記你放在哪裡。

- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Babanın nereye gitmiş olduğunu biliyor musun?
- Baban nereye gitti, biliyor musun?

你知道你父親去哪裡了嗎?

Ona nereye gitmesi gerektiğini söyle.

告诉他该去哪儿。

Her nereye gitse, oldukça sevilir.

無論她去哪裡,她都是惹人喜愛的。

Sen nereye gidersen git, izleyeceğim.

- 無論你去哪裡我都會跟著你。
- 無論你到哪裡,我都會跟著你。

Tom'un nereye gittiğini biliyor musun?

你知道汤姆要去哪吗?

Onun nereye gittiğini kimse bilmiyor.

沒有人知道他去了哪裡。

Onun nereye kaçtığını kimse bilmiyor.

沒有人知道他逃到了哪裏。

Daha sonra nereye gideceğimi biliyorum.

我知道我接下來去哪裡。

Nereye gitsem köpeğim beni izler.

無論我去哪裡,我的狗都跟著我。

Babam bana nereye gideceğini söyledi.

我爸爸告诉我去哪儿。

Bir sonraki tren nereye gidiyor?

下一列火車去哪裡?

Onun nereye gittiğini kim bilir.

天知道他去哪儿了。

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

汤姆不记得他把钥匙放在哪里了。

Tom nereye gittiğimizi bilmek istiyordu.

Tom想知道我们要去哪里。

Onun nereye gittiğini bilmek istiyorum.

我想知道她去哪儿了。

Bu yaz nereye gitmek istersin?

今年夏天你打算去哪裏玩啊?

Nereye gidersen git, seni izleyeceğim.

無論你去哪裡我都會跟著你。

Daha sonra nereye gitmek istersin?

你下一步想去哪裡?

Tom nereye gitmeyi planladığını söylemedi.

湯姆沒說他打算去哪裡。

- Ne demek istiyorsun?
- Nereye varmaya çalışıyorsun?

- 你在暗示什么?
- 您在暗示什么?
- 你们在暗示什么?

Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim.

無論你去哪裡我都會跟著你。

Ona arabasını nereye park ettiğini sor.

- 問問他把他的車停在那裡。
- 问他把他自己的车停在哪里了。

Bir zaman makinen olsa nereye gidersin?

要是你有架时光机,你想去哪儿?

Kendi kendine "Sonra nereye gideceğim?" dedi.

她自言自語地說:「我接著該到哪兒去呢?」

Tom'un anahtarlarını nereye koyduğunu biliyor musun?

你知道汤姆把他的钥匙放哪了吗?

Tom'un, benim nereye gittiğimi bilmesi gerekmez.

汤姆不必知道我要去哪。

Onun nereye gittiğini yalnızca Tanrı bilir.

天知道他去哪儿了。

En azından nereye gittiğini söyle bana.

至少告诉我们你要去哪里。

Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.

告訴我這些書要放在哪裡。

- Kameranı ne yaptın?
- Kameranı nereye koydun?

你用你的照相机做了什么?

Tom Mary'ye anahtarı nereye koyduğunu sordu.

湯姆問瑪麗她把鑰匙放在哪裡了。

- Bir Avrupa haritası edinmek için nereye gidebilirim?
- Bir Avrupa haritası almak için nereye gidebilirim?

去哪里可以买到欧洲的地图?

Onun nereye gittiği hakkında bir fikrim yok.

我完全不知道他去哪里了。

Hollanda'da nereye gidersen git, yel değirmenlerini göreceksin.

在荷蘭隨你走到哪裡都見得到風車。

Nereye giderse gitsin köpeği onu takip eder.

- 他走到哪裏,他的狗就跟到哪裏。
- 不管他去哪儿,他的狗就随着走。

Lütfen bana daha sonra nereye gideceğimi söyleyin.

請告訴我下一步去哪裡。

Emin değilim ama sanırım nereye gittiğimi biliyorum.

我不确定,但我认为我知道要去哪里。

Her nereye gidersen ben de oraya gideceğim.

无论你去了哪里,我将永伴你身。

Problem, arabayı nereye park ettiğimi hatırlayamıyor olmam.

问题就是我忘记把车停在哪里。

Tatil için nereye gideceğine karar verdin mi?

你想好放假去哪裏玩了沒有?

Nereye olduğunu sormak istemediğin uzak bir yere gidiyorum.

我回去很遥远的地方,不要问我那里。

Küçük Ming gelecek yıl nereye gideceğini hâlâ bilmiyor.

小明还不知道他明年去哪儿。

Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmamız gerekir.

有時我們必須回望過去,才能看清前程。

Hollanda'da nereye gidersen git fark etmez, yel değirmenlerini göreceksin.

在荷蘭隨你走到哪裡都見得到風車。