Translation of "çoğu" in Chinese

Çoğu öngörü başarısız.

很多的谣言失败。

Çoğu Japon pirinçle beslenir.

大部分日本人都以米饭为主食。

Çoğu insan, öyle düşünüyor.

大部分的人是這麼想的。

Amerikalıların çoğu hamburger sever.

大多數的美國人喜歡漢堡。

Dün, günün çoğu evdeydim.

我昨天大部分时间在家。

Göçmenlerin çoğu isimlerini değiştirdiler.

许多移民改了名字。

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.

许多工人死于饥饿。

Yazdıklarının çoğu asla olmadı.

他們寫的很多都沒發生。

- Diş macunlarının çoğu florür içerir.
- Çoğu diş macunu florür içerir.

大多数牙膏里含有氟化物。

- Amerika'daki çoğu suçlu, uyuşturucuya bağımlıdır.
- Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.

美國的罪犯大多是吸毒成癮的癮君子。

Kazaların çoğu evin yakınında olur.

大多数的事故都发生在家附近。

Amerikalıların çoğu göçmen soyundan gelmektedir.

- 若追根溯源，绝大多数美国人都是移民。
- 如果追根溯源的话，绝大多数美国人都是移民。

Çoğu insan aynı hataları yapar.

多数人会犯相同的错误。

Çoğu kişi deli olduğumu düşünüyor.

大部份的人覺得我瘋了。

Hatalarımızın çoğu sabır eksikliğinden geliyor.

许多错误源自于我们缺乏耐心。

Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.

在非洲有许多孩子死于饥饿。

Sanırım onların çoğu eve gitti.

我猜他們大多數回家了。

Öğrencilerin çoğu sanayiden çok finansla ilgileniyor.

大多数学生关心金融多过于关心工业。

Tom çoğu zaman sözünü tutmayı başaramaz.

汤姆经常不守约。

Çoğu genç insanın cep telefonu vardır.

年轻人几乎都有手机。

Çoğu öğrenci final sınavları için hazırlanıyor.

大多数学生都在为期末考试复习。

Hayat çoğu zaman bir yolculukla karşılaştırılır.

我們常常把人生比作一場旅程。

Çoğu genç bir cep telefonuna sahip.

年轻人几乎都有手机。

O çoğu zaman okula geç kaldı.

她經常上學遲到。

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

大部分人写的东西是关于他们的日常生活的。

Bu, çoğu insanın hiç duymadığı küçük bir ülke.

那是一個許多人連聽也沒有聽過的小國。

Büyük bir bomba düştü ve çoğu insan hayatını kaybetti.

大炸彈從天而降，奪走了許多人的生命。

- Birçok çocuk beyzbolu sever.
- Çoğu erkek çocuk beyzbolu sever.

大部分男生喜欢棒球。

Çoğu kez Japoncanın öğrenmesi zor bir dil olduğu söylenir.

人們常說日文很難學。

Çoğu kişi dişlerini günde en az iki kez fırçalar.

多数人每天至少刷两次牙。

Fin insanlarının çoğu Çinli insanlara karşı çok arkadaş canlısıdır.

绝大多数芬兰人对中国人非常友好。

ABD'de, çoğu insan on sekiz yaşına ulaştığında oy kullanabilir.

在美国，大多数人能在十八岁后投票选举。

Çoğu ebeveyn, kendi çocuklarını, dünyada en iyi olarak görüyor.

大部分的父母视自己的孩子为世界上最好的。

Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.

客人很多，大部分都是老师的同学和朋友。

Onlar çoğu zaman birlikteler ve operaya gidiyorlar ya da sanat galerilerini ziyaret ediyorlar.

他们经常在一块儿，去看歌剧或者浏览画廊。

Lady Gaga konserine son gittiğimde tüm şarkılarını bitirmesine rağmen seyircinin çoğu tatmin olmamıştı.

上次去看雷帝嘎嘎的演唱會， 儘管她唱完歌了，很多聽歌的人卻不满足。

- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- Kahvaltısını sıklıkla orada eder.
- Kahvaltısını çoğu kez orada yapar.

他常常在那裡吃早餐。

- Okuldan sonra sıklıkla tenis oynarım.
- Okuldan sonra sık sık tenis oynarım.
- Okuldan sonra çoğu zaman tenis oynarım.

我常常在放學後打網球。