Translation of "Verdiği" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Verdiği" in a sentence and their arabic translations:

Hayır. Verdiği demeç bu.

لا. هذا ما صرح به.

Onların verdiği kararları asla vermeyebiliriz

قد لا نقوم باتخاذ القرارات التي اتخذوها،

Annemizin bize verdiği cevap ise

رد أمنا علينا

Büyük değişikliklere verdiği tepkiyi çok düşünüyorum.

والثورات والتحولات الكبرى.

Biz insanoğlunun doğaya verdiği zarar yüzünden

بسبب الأضرار التي تلحق بنا نحن البشر بالطبيعة

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

لقد فعل ما وعد ان يقوم به

Neden devlet okullarının verdiği umudu iyileştirmeyi denemiyoruz

لماذا لا نحاول استعادة المستقبل الواعد للتعليم العام

Hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

فأنت تعرف ألم فقدان مكان عشت فيه طيلة حياتك

Diğer havarilerin verdiği tepkiler resmedilmiş bu durumda

تم تصوير ردود فعل الرسل الآخرين في هذه الحالة.

Bunu doğanın verdiği güzel bir döşek gibi yapacağız.

‫سنصنع هذا إذن كما لو كان ‬ ‫حشية طبيعية لطيفة.‬

İlerleme, bik fikrin yön verdiği insan çabalarının sonucu,

هو ناتج المجهودات البشرية تحكمها فكرة

Plato'nun yapmaya karar verdiği şey eski dostu Socrates'ı çağırmak

الذي قرر بليتو فعله هو دعوة صديقه القديم، سقراط،

Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.

‫الارتياح المرحب به من راحة أمها...‬ ‫وحليب كانت في أمسّ الحاجة إليه.‬

Halkın çıkarı uğruna bu tarz adamlara neler verdiği ortada

من أجل المصلحة العامة

Tıpkı bugün yine Amerika'nın Çin ile verdiği savaş gibi

تماما مثل حرب أمريكا مع الصين اليوم

Fransız Devrimi'ne verdiği ses desteği onu derin bir belaya

دعمه الصريح للثورة الفرنسية في وقوعه في مأزق عميق

Dr. Bonnie Bassler'ın verdiği bir seminere katıldım ve o

أجرتها الدكتورة بوني باسر من جامعة برينستون،

Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik ile ilgili sorular sormaya başladı.

أعاد لها الطفل، وبدأ يسأل أسئلة عن الأبوة.

Ve söz verdiği gibi, Gnaeus müttefiklerini gelecek aylarda savunması için garnizonlar görevlendiriyor.

وكما وعد، فصل غنويس الحاميات للدفاع عن حلفائه خلال الأشهر المقبلة

şimdilik teknolojimiz buna müsade etmediği için nasa'nın verdiği verileri doğru kabul etmek zorundayız

في الوقت الحالي ، لا تسمح تقنيتنا بذلك ، لذا يتعين علينا قبول بيانات وكالة ناسا بشكل صحيح.

On yıl sonra, Fransızların Kurtuluş Savaşı'nda sömürgecilere verdiği desteğin bir parçası olarak, General Rochambeau'ya Amerika'da eşlik etti

بعد عشر سنوات ، رافق الجنرال روشامبو إلى أمريكا ، كجزء من الدعم الفرنسي