Translation of "Tane" in Arabic

0.040 sec.

Examples of using "Tane" in a sentence and their arabic translations:

Sonra bir tane ve bir tane daha.

ثم يظهر واحد آخر

Bir tane var!

‫انظر، وجدت واحدة.‬

Dört tane soru.

أربعة أسئلة.

İki tane koyuyoruz...

إن وضعنا 2...

Bir tane bulacağız.

سنجد واحدا.

Sonra bir tane daha, başka bir tane daha.

ووجدنا بعدها كوكبًا تلو الآخر.

Bende bir tane var.

لدي واحدة

Bakın, bir tane geliyor.

‫انظر، ها هي سمكة آتية.‬

Bakın, bir tane var.

‫انظر، وجدت واحدة.‬

Ardından bir tane daha.

ثم سفينة أخرى

9 tane çocuğu oldu

كان لديه 9 أطفال

Anahtar bir tane değilki

المفتاح ليس واحدا

Kaç tane kitap okudun?

كم كتاباً قرأت؟

İki tane gözüm var.

أنا لدي عينان.

Kaç tane çocuğun var?

- كم ولداً لديك؟
- كم ابناً عندك؟

Ben bir tane almalıyım.

- عليّ أن أشتري واحدة.
- لابد أن اشتري واحدة.

En az 16.000 tane

ما لا يقل عن 16000 منهم

İki tane oğlum var.

عندي ابنان.

Kaç tane soru var?

كم يوجد من سؤال؟

Zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.

واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر.

İki tane madeni para koydum.

وضعت قطعتين معدنيتين.

Bakın, burada bir tane var.

‫انظر، ثمة واحد هنا.‬

Bir tane de taşıyıcımız var,

ثم لدينا الناقل،

Türkiye'de beş tane depo basıldı

تم مداهمة خمس مستودعات في تركيا،

Yarasalarda iki tane tür vardır

هناك نوعان من الخفافيش

Başka bir tane binasını ise

مبنى آخر

Şehrinizde kaç tane okul var?

- كم عدد المدارس في مدينتك؟
- كم مِن مدارسة في مدينتك؟

Sekiz tane erkek kardeşim var.

عندي ثمانية إخوة.

Bende sadece bir tane kaldı.

لم يعد لدي إلا واحدة.

Annemin üç tane köpeği var.

لدى أمي ثلاثة كلاب.

İstanbul'da kaç tane cami var?

كم مسجدا يوجد في إسطنبول؟

Kaç tane yakın arkadaşın var?

كم عندك من الأصدقاء المُقَرّبين؟

Ben de bir tane istiyorum.

- أنا أريد واحدة، أيضا.
- أريد واحداً

Senin iki tane ağabeyin var.

لديك أخوين أكبر منك.

Dört tane alıştırma tavsiye etti.

بأربع تمارين.

Gezinde kaç tane valiz alıyorsun?

كم حقيبة ستأخذون في رحلتكم؟

Orada kaç tane kurban vardı?

كم ضحية كانت هناك

Onun kaç tane kitabı vardır?

كم كتاباً لديه؟

Masada kaç tane dergi var?

كم مجلة على المكتب؟

İki tane bilgisayarın var mı?

هل عندك كمبيوترين؟

Kaç tane tatlı çörek istiyorsun?

كم عدد الدونت التي تريد

Elime bir tane otobüs bileti veriyorlar,

يعطونني تذكرة حافلة واحدة

Bunlardan kaç tane var olduğunu sorabilirsiniz

قد تتساءل عن عددها،

10 tane yazılımcı bir araya gelip

10 مطورين برمجيات معا

Hemen atıyorsun bir tane mail adamlara

أنت ترسل رسالة إلى الرجال على الفور

81000 vakadan 7000 tane kaldı geriye.

من بين 81000 حالة ، بقي 7000.

Alman bir tane adam Amerika'ya göçtü

هاجر رجل ألماني إلى أمريكا

Ben bir tane daha havlu getireceğim.

- سأحضر منشفة أخرى.
- سأحضر فوطة أخرى.

Neden sadece bir tane muz aldınız?

لماذا اشتريت موزة واحدة فقط؟

- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?

كم تفاحة؟

Şimdi paylaşacağım bu dört tane alıştırmayı

سأشارككم الآن هذه التمارين الأربعة

Şemsiyeye ihtiyacın varsa bir tane vereyim.

إن كنت تحتاج مظلةً، فسأعيرك واحدةً.

Lisemde yaklaşık 2000 tane öğrenci var.

هناك ما يقارب 2000 طالب في مدرستي الثانوية.

Benim için bir tane ısmarlar mısın?

هل يمكنك طلب واحد لي؟

Bu evde kaç tane kedi vardır?

كم عدد القطط الموجودة في هذا المنزل ؟

Benim mezun ettiğim bir tane sınıf var.

يوجد فصل واحد تخرج على يدي.

Bir tane var. Hadi. Hadi, buraya gel.

‫ها هي سمكة. هيا.‬ ‫هيا، تعالي هنا.‬

1.000 kilometrekarede belki sadece on tane vardır.

‫ربما لا يوجد سوى 10‬ ‫في مساحة ألف كيلومتر مربع.‬

Demiş ve üç tane de gülücük atmış

قال وثلاث ابتسامات

Eğer istersen sana bir tane ödünç veririm.

سأعيرك واحدا إن شئتَ.

- Bir çatal eksik.
- Bir tane çatal eksik.

- هناك شوكة ناقصة.
- ينقص شوكة.

İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.

هناك ما يقارب الثّلاثة آلاف مسجد في إسطنبول.

Bu tapınağı kaç tane turist ziyaret ediyor?

كم عدد السياح الذين يزورون هذا المعبد ؟

Yaklaşık olarak kaç tane İngilizce kelime biliyorsun?

كم كلمة انجليزية تعرف؟

Şimdi, sizlerle bu dört tane alıştırmayı paylaşacağım.

الآن، سأشارك معكم هذه التمارين الأربعة.

Ve bu beyinde iki tane lob var,

وبهذا الدماغ يوجد فصان،

Orada bir şey var iki tane, gördünüz mü?

يوجد هناك شيئان، هل رأيتموهما؟

Gittik Türkiye'nin çeşitli yerlerinden 13 tane insan seçtik.

ذهبنا واخترنا 13 شخصاً من أماكن مختلفة من تركيا.

Daha sonra içmek için bir tane daha söyledim.

وعلبة مشروب حمية غازية أخرى لوقت لاحق.

Yoksa balıklar oraya gelmez. Bakın, bir tane geçiyor.

‫وإلا لن تأتي الأسماك هناك.‬ ‫انظر، ها هي سمكة.‬

Bir tane daha çubuk atıp nereye gittiğine bakalım.

‫فلنلق بعصا متوهجة أخرى ونرى أين ستذهب.‬

Bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?

‫أتريد أن ترى ‬ ‫إن كان يمكنك اصطياد مخلوق آخر؟‬

Yüzlerine kaç tane sanal VR gözlüğü yapıştırırlarsa yapıştırsınlar

لا يهم كم يضعون من نظارات الواقع الافتراضي على وجوههم

Kaç tane arkadaşı varsa o kadar sayıda hazırlardı

كم عدد أصدقائه ، سيكون الكثير منهم على استعداد

Bizim burda karşımıza şimdi iki tane seçenek çıkıyor

الآن لدينا خياران هنا

Bu oort bulutunun dışından geçen bir tane yıldız

نجم واحد يمر خارج سحابة الشمس

100 bin tane karıncanın sizi aynı anda ısırdığını

100 ألف نملة تلسعك في نفس الوقت

2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.

‫تمتلك ألفي ممصّات وتستخدم كل واحدة على حدة.‬

"Dolma kalemin var mı?" "Evet, bir tane var."

- "أعندك قلم؟" "نعم، عندي واحد."
- ألديك قلم ؟ أجل لدي واحد.
- أتملك قلم ؟ أجل، واحد فقط

Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.

أضعت ساعتي فعليّ الآن أن أشتري واحدة أخرى.

Dört tane alıştırma o kadar etkili oldu ki

أربع تمارين كانت فعالة لدرجة...

Leyla'ya üç tane ömür boyu hapis cezası verildi.

- حُكِم على ليلى بثلاث أحكام مؤبّدة.
- حُكِم على ليلى ثلاث مرّات بالمؤبّد.

Kendi sınıfıma, Atatürk köşeme iki tane madeni para koydum.

وضعت قطعتين معدنيتين في زواية أتاتورك الموجودة في فصلي.

Anıtkabir'de, sadece Anıtkabir’de okuduğu üç bin tane kitap var.

في ضريحه في أنيت كبير، يوجد ثلاثة آلاف كتاب قرأه.

On kişiydik ve birkaç gün içinde 2.000 tane yakaladık.

‫تمكن فريق مؤلف من 10 أشخاص‬ ‫من الإمساك بألفين أفعى خلال عدة أيام.‬

Aslında çözülemeyen sırların sebeplerinden bir tane de bu olabilir

في الواقع أحد أسباب الأسرار التي لم تحل

Bir tane adam dediki bu dünya yuvarlak; kafasını uçurdular

قال رجل هذا العالم مستدير. فجروا رأسه

şu an çarpışmalardan geriye kalan 8 tane gezegenimiz var

الآن لدينا 8 كواكب متبقية من التصادمات

Tabak hareket etmeye başlar. Bir tane daha koyalım bundan

تبدأ اللوحة في التحرك. دعنا نخرج واحدة أخرى من هذا

Okullar kurmaya başladım. Şu an iki tane okulum var.

بدأت بإنشاء المدارس. لديّ مدرستان الآن.

Her gün Tatoeba'da 20 tane cümle yazmaya karar verdim.

قررت كتابة 20 جملة في تتويبا كل يوم.

Boston'a her gün kaç tane turist geldiğini biliyor musun?

هل تعلم كم عدد السياح الذين ياتون الى بوسطن كل يوم ؟

Onun geçen tatil mevsiminde kaç tane hediye aldığını düşünüyorsun?

كم هديةً تتوقع أنها استلمت في الإجازة الماضية؟

- Tom'un kaç tane atı var?
- Tom'un kaç atı var?

كم حصانا لدى توم؟

- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?
- Kaç elma var?

كم تفاحة؟

İki yüz çocuğun katıldığı seminerde sadece bir tane havalandırma vardı

في حصة بها 200 طفل يوجد مروحة واحدة،