Translation of "Leyla'ya" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "Leyla'ya" in a sentence and their arabic translations:

Fadıl, Leyla'ya ulaşamadı.

لم يتمكّن فاضل من الاتّصال بليلى.

Fadıl, Leyla'ya saldırdı.

اعتدى فاضل على ليلى.

Sami, Leyla'ya saldırdı.

هاجم سامي ليلى.

Sami Leyla'ya inanmadı.

لم يصدّق سامي ليلى.

- Sami Leyla'ya anahtarları verdi.
- Sami anahtarları Leyla'ya vermiş.

قدّم سامي المفاتيح لليلى.

Fadıl, Leyla'ya ilaç verdi.

خدّر فاضل ليلى.

Fadıl, Leyla'ya tamamen güveniyordu.

- كانت لفاضل ثقة كاملة بليلى.
- كان فاضل يثق بليلى بشكل كامل.

Sami, Leyla'ya beklemesini söyledi.

طلب سامي من ليلى أن تنتظر.

Sami, Leyla'ya mektuplar gönderdi.

أرسل فاضل رسائلا لليلى.

Sami, Leyla'ya derinden aşık.

سامي مغرم بليلى.

Sami Leyla'ya şantaj yaptı.

ابتزّ سامي ليلى.

Sami, Leyla'ya telefon etti.

اتّصل سامي بليلى.

Sami, Leyla'ya dikkat etti.

أولى سامي انتباهه لليلى.

Sami onu Leyla'ya söyledi.

قال سامي ذلك لليلى.

Sami, Leyla'ya para postaladı.

أرسل سامي مالا لليلى.

- Sami, bilgisayarını Leyla'ya verdi.
- Sami'nin bir bilgisayarı vardı ve onu Leyla'ya verdi.
- Sami kendi bilgisayarını Leyla'ya verdi.

قدّم سامي حاسوبه لليلى.

Fadıl, Leyla'ya minibüse binmesini söyledi.

طلبَ فاضل من ليلى أن تصعد إلى العربة.

Sami, Leyla'ya birçok mektup yazdı.

كتب سامي لليلى الكثير من الرّسائل.

Sami, Leyla'ya biraz para verdi.

قدّم سامي بعض المال لليلى.

Sami, Leyla'ya bir enjeksiyon yaptı.

أعطى سامي ليلى حقنة.

Sami, Leyla'ya birçok mektup gönderdi.

أرسل سامي الكثير من الرّسائل لليلى.

Sami, Leyla'ya zehir enjekte etti.

حقن سامي ليلى بالسّم.

Sami, Leyla'ya bir bardak verdi.

قدّم سامي كأسا لليلي.

Sami, Leyla'ya bir hap verdi.

قدّم سامي قرصا لليلى.

- Sami, Leyla'ya karşı bir rapor hazırladı.
- Sami, Leyla'ya karşı bir şikayette bulundu.

قدّم سامي شكوى ضدّ ليلى.

Fadıl, Leyla'ya silahını Rami'ye tutmasını söyledi.

طلب فاضل من ليلى أن تصوّب المسدّس نحو رامي.

Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.

بالنّسبة لليلى، فاضل زوج مخلص.

Fadıl, Leyla'ya bir uyku iksiri verdi.

قدّم فاضل لليلى مستحضرا للنّوم.

Fadıl, Leyla'ya mektupları gönderdi ama yanıtlanmadılar.

بعث فاضل برسالة لليلى لكن لم يتلقّى جوابا.

Sami yastıkla Leyla'ya iki kez vurdu.

أطلق سامي النّار على ليلى مرّتين عبر وسادة.

Sami, Leyla'ya yumruk atmaya devam etti.

استمرّ سامي في لكم ليلى.

Doktor, Leyla'ya çocuk sahibi olamayacağını söyledi.

أخبر الطّبيب ليلى أنّها لم تكن قادرة على الإنجاب.

Sami, Leyla'ya bilgisayarda bir mektup yazıyordu.

كان سامي يرقن رسالة لليلى.

Sami, Leyla'ya mektuplar gönderdi ama yanıtlanmadılar.

أرسل سامي رسائلا لليلى لكن لم يتلقّ أجوبة عليها.

Sami, Leyla'ya kıyafet satın almak istedi.

كان سامي يريد أن يشتري ملابسا لليلى.

Sami muhtemelen Leyla'ya tecavüz etmeye çalıştı.

لا بدّ أنّ سامي حاول أن يغتصب ليلى.

Sami, Leyla'ya gerçekten tuhaf mektuplar gönderdi.

أرسل سامي رسائل غريبة لليلى.

Sami, Leyla'ya mektuplar göndermeye devam etti.

واصل سامي إرسال الرّسائل لليلى.

Sami, Leyla'ya özürü için teşekkür etti.

شكر سامي ليلى على اعتذارها.

Fadıl, Leyla'ya zengin bir yaşam vaadinde bulundu.

وعد فاضل ليلى بحياة رفاهيّة.

Sami yardım ettiği için Leyla'ya teşekkür etti.

شكر سامي ليلى على مساعدتها.

Leyla'ya üç tane ömür boyu hapis cezası verildi.

- حُكِم على ليلى بثلاث أحكام مؤبّدة.
- حُكِم على ليلى ثلاث مرّات بالمؤبّد.

Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.

حقن سامي ليلى بجرعة عالية من الميثامفيتامين.