Translation of "Ilişki" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Ilişki" in a sentence and their arabic translations:

Ilişki kurmanın önemini

وأهمية بناء العلاقات

Tom'la ilişki kur.

إتصل بتوم.

Öğretme işi ilişki inşasıdır

ومهنة التدريس تتعلق ببناء العلاقات

Ilişki merkezli sınıflar yaratarak

حيث نتوقف عن بناء شخصية الطفل

Bu ilişki nereden geliyor?

من أين تأتي هذه العلاقة مع المال؟

Ilişki kurabilmeyi bilmek gerektiğine inanıyordu.

عليك أن تنشئ صلات مع الجميع.

Para istediğiniz biriyle ilişki kurmak

فبناء علاقة مع شخص ما تطلب منه المال

Seyircimle hakiki bir ilişki kurmak.

لإجراء اتصال حقيقي مع جمهوري.

Fadıl, Leyla ile ilişki kuruyordu.

كان فاضل على علاقة مع ليلى.

Leyla cinsel ilişki kurmaya başladı.

بدأت ليلى تقيم علاقات جنسيّة.

Dolayısıyla bir ilişki, bir aşk varsa

لذلك حين تدخل في علاقة، أو تقع في الحبّ،

Sanırım annem bir ilişki yaşıyor olabilir.

أظنّ أنّ لأمّي علاقة غير شرعيّة.

Ve rapçiler, ilişki kurabildiğimiz bir dilden konuşuyorlardı.

ومغني الراب كانوا يتكلمون بلغة قريبة مننا.

şimdi eminim mutlu bir ilişki yaşıyor olurdu ...

أنا متأكد أنها كانت لتستمتع الآن بعلاقة سعيدة...

Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız

ولو أنك تعتقد أن بناء علاقة مع الناس يتطلب جهدًا،

Sami evli bir kadınla bir ilişki yaşıyordu.

- كانت لسامي علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوِّجة.
- أقام سامي علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوِّجة.
- كان سامي في علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوّجة.

Sami ilişki hakkında bilgi sahibi olmayı hak ediyor.

يستحقّ سامي أن يعرف بشأن تلك العلاقة غير شرعيّة.

Onunla normal, kontrol edilebilir, sevgi dolu bir ilişki kurmak için

لنتأكد أن بإمكاننا الحفاظ

Ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi.

والعلاقة فيما بينهما أصبحت في اتجاه واحد.

Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.

‫فقط الأمهات وصغارها‬ ‫تحافظ على علاقات طويلة الأمد.‬

En güvenilir vasalı seçti ve daha sonra onunla dostane bir ilişki kurdu

أكثر تابع موثوق به، والذي أقام معه صداقة متينة، مدركًا أهمية

Oldukça etkili bir çalışma ilişkisi kurdular. Bu ilişki Berthier'in ikincil rolünü tam olarak kabul etmesine

واعتمدت على قبول بيرتيير الكامل لدوره المرؤوس: لم يلعب أي دور في وضع

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.

وتشمل العلاقة ما بين الإسلام والغرب قرونا سادها حسن التعايش والتعاون كما تشمل هذه العلاقة صراعات وحروبا دينية