Translation of "Aramak" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Aramak" in a sentence and their arabic translations:

Macera aramak için seyahate çıktı.

سافر بحثاً عن مغامرة.

Odasını kendi başına aramak zorundaydı.

كان عليه أن يبحث عن غرفته بنفسه.

Hiç kimse arabamı aramak istemiyor.

لا أحد يريد البحث عن سيارتي.

Seni tekrar aramak zorunda kalacağım.

سأعاود الإتصال بك.

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

للبحث عن السعادة، مثل الأطعمة الشهية،

Böyle bir kasaba börtü böcek aramak için

‫بلدة مثل هذه ستكون مكاناً مناسباً تماماً‬

Özellikle böyle sistemleri aramak üzere tasarlanmış gözlemevleri kurduk.

بنينا مراصد مراقبة صممت خصيصًا للبحث عنهم.

Madeni aramak istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.

‫إن أردت أن نبحث في المنجم،‬ ‫اضغط "يميناً"، ثم اضغط على زر "الموافقة".‬

Fadıl, Leyla'yı aramak için başka bir numara kullandı.

استعمل فاضل رقما آخر لاتّصال بليلى.

Tom polisi aramak istedi fakat Mary ona izin vermedi.

أراد توم استدعاء الشرطة، ولكن ماري لم تسمح له.

Sami sadece Leyla'yı aramak için araçla Kahire'den İskenderiye'ye gitti.

ساق سامي سيارته من القاهرة إلى الإسكندرية فقط ليبحث عن ليلى

Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.

‫ولكن قد أستغرق وقتاً طويلاً ‬ ‫للبحث في هذه البيئة الصحراوية الهائلة‬ ‫عن عقرب.‬

Bu mezgitleri kuzeye gitmeye ve daha soğuk bölgeleri aramak için

وقد يكون ذلك أحد القوى التي تدفع البلوق للاتجاه شمالًا،

Bakın, buradaki her şey dağılıyor. Ama börtü böcek aramak için mükemmel bir yer.

‫انظر، كل شيء هنا يتداعى.‬ ‫ولكنه مكان رائع للبحث عن الزواحف.‬

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

لكل شخص الحق في حرية الرأي والتعبير، ويشمل هذا الحق حرية اعتناق الآراء دون أي تدخل، واستقاء الأنباء والأفكار وتلقّيها وإذاعتها بأية وسيلة كانت دون تقيد بالحدود الجغرافية.

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.

لقد أتيت إلى هنا للبحث عن بداية جديدة بين الولايات المتحدة والعالم الإسلامي استنادا إلى المصلحة المشتركة والاحترام المتبادل وهي بداية مبنية على أساس حقيقة أن أمريكا والإسلام لا تعارضان بعضها البعض ولا داعي أبدا للتنافس فيما بينهما بل ولهما قواسم ومبادئ مشتركة يلتقيان عبرها ألا وهي مبادئ العدالة والتقدم والتسامح وكرامة كل إنسان