Translation of "şarkı" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "şarkı" in a sentence and their arabic translations:

Sırayla şarkı söylüyorduk

لقد تبادلنا الأدوار في الغناء

Şarkı sözlerini hatırlayamıyorum.

أنا لا أستطيع أن أتذكر القصائد الغنائية.

Ben şarkı söylerim.

أنا أغني.

Şarkı söyleyecek misin?

هل ستغني؟

Eğer şarkı söylemeyi seviyorsanız --

وإذا احببت أن تغني--

Yol boyunca şarkı söylüyorum.

أغني في الطريق.

Şarkı söylemeyi sever misin?

هَل تُحِب الْغِنَاء؟

O bir şarkı söyledi.

غنى أغنية.

Eric şarkı söylemeye başladı.

إريك بدأ بالغناء.

Ben bir şarkı söyledim.

أنا غنيتُ أغنيةً.

Tom artık şarkı söylemiyor.

لم يعد توم يغنّي الآن.

(Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim --

(غنّ ) أستطيع أن أريك العالم--

Erkek yukarıda fa'dan şarkı söylüyor

لديك ذكر يغني هنا في الأعلى عند الدرجة النغمية سي،

"belki sana bir şarkı söyleyerek"

ربما سأستطيع مساعدتك وأغني لك أغنية،

Şarkı söyleyelim ve dans edelim.

لنغني و نرقص.

Bu şarkı bana evimi hatırlatıyor.

هذه الأغنية تذكرني ببيتي.

Senin hakkında bir şarkı yazdım.

كتبت أغنية عنك.

Annemin duşta şarkı söylediğini duydum.

سمعت والدتي تغني في الحمام.

O, küvette şarkı söylemeyi sever.

يعجبه أن يغني في حوض الاستحمام.

Bu gece kim şarkı söyleyecek?

من سيغني الليلة؟

Ben Almanca bir şarkı yazıyorum.

أكتب أغنية باللغة الألمانية.

Sana bir şarkı söylemek istiyorum.

اود أن اغني لك.

Bize başka bir şarkı söyle!

غني لنا أغنية أخرى.

Tom'un benimle şarkı söylemesini istiyorum.

أريد لتوم أن يغني معي.

Sara ile beğendiğimiz bir şarkı var.

هناك أغنية كنت أحبها أنا وسارة.

Emin olduğum kadarıyla şarkı söylemediğimizin farkındasınızdır.

لذا أنا متأكد انكم اصبحتم تعرفون أننا لا نقوم بالغناء.

Yaşlı bir bayan bana şarkı söyledi.

غنت لي امراة عجوز.

O, ondan daha iyi şarkı söyledi.

غنَّتْ أفضل منه.

Dans etmektense şarkı söylemeyi tercih ederim.

أفضل الغناء على الرقص.

Tom Mary'nin şarkı söylemeyi bırakmasını istedi.

طلب توم من ماري التوقف عن الغناء.

Tom, Fransızca şarkı söylemeyi öğrenmek istedi.

أراد توم تعلم الغناء باللغة الفرنسية.

Ama yine de şarkı söylemeye devam ettim.

لكنني أكملت الغناء بكل الأحوال.

O zamanlar biliyorsunuz şarkı yarışmaları Türkiye'de yeniydi.

تعرفون في تلك الأوقات كانت مسابقات الأغاني جديدة في تركيا.

Öte yandan bir hobim vardı: Şarkı söylemek.

كما كان عندي هواية الغناء.

Simon ve Garfunkel, bununla ilgili bir şarkı yazdı.

سيمون وغارفانكيل كتبا أُغنية حول هذا الموضوع.

O sınıfındaki başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.

غناءها أجمل من غناء أياً من زملائها في الصف.

Ve hemen sayıları gittikçe artan dinleyicilere şarkı söyletmeye başladı

وبشكل سريع جداً، جعلني أؤدي فقراتٍ أمام جماهير أكبر وأكبر.

Bu doğru ve sizin için çalacağımız bir sonraki şarkı,

هذا صحيح، والأغنية القادمة التي سنعزفها لكم يا رفاق،

Ordunun toplanmasından önceki saatleri geçmesi için ona şarkı söylemesini

يغني له ، لتمضي ساعات قبل تجمع الجيش.

Harika olduğunu düşünüyorlar, herkes "Süper şarkı, tam da bu

يعتقدون أنه أمر رائع ، يقول الجميع ، "أغنية رائعة ، فقط الشيء ، لنبدأ في

- Onun şarkı söylediğini asla duymadık.
- Şarkıyı söylediğini hiç duymadık.

لم نسمعه يغني الأغنية قط.

Geçen yıl burada ne olduğu hakkında bir şarkı yazdım.

ألّفت أغنية عما حدث هنا السنة الماضية.