Translation of "Venden" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Venden" in a sentence and their turkish translations:

¿Venden mandarinas?

Mandalina satıyorlar mı?

Venden zapatos.

Onlar ayakkabı satıyor.

Venden muebles.

Onlar mobilya satar.

¿Qué venden?

Ne satıyorlar?

Y, se venden caros...

Bunlar iyi fiyata satılıyor.

Ellos no lo venden.

Onlar onu satmaz.

¿Venden ustedes zapatos deportivos?

- Spor ayakkabı satıyor musun?
- Spor ayakkabı satıyor musunuz?
- Spor ayakkabısı satıyor musunuz?

- Se venden.
- Se vende.

Satılık.

Venden artículos de deportes.

Onlar spor malzemeleri satıyorlar.

Aquí no venden cerveza.

Onlar burada bira satmazlar.

Allí se venden flores.

Çiçekler orada satılıyor.

¿Ustedes venden agua mineral?

- Maden suyu satıyor musunuz?
- Mineralli su satıyor musunuz?

- Las manzanas se venden por docena.
- Las manzanas se venden por docenas.

Elmalar düzine ile satılırlar.

- Ellas ya no venden el producto.
- Ellos ya no venden el producto.

Onlar artık ürünü satmıyorlar.

Ellos venden pescado y carne.

- Onlar balık ve et satarlar.
- Onlar balık ve et satıyorlar.

En esa tienda venden verduras.

Bu dükkan sebze satar.

Venden periódicos en el quiosco.

Gazeteler kioskta satılır.

Venden huevos en el supermercado.

Onlar yumurtaları süpermarkette satarlar.

Los paraguas se venden bien.

Şemsiyeler iyi satılır.

Varios tés se venden aquí.

Burada çeşitli çaylar satılıyor.

¿Venden cuadernos en esa tienda?

O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?

- Aquí solo se venden zapatos de mujer.
- Aquí solo venden zapatos de mujer.

Onlar burada sadece kadın ayakkabıları satarlar.

Los zapatos se venden por pares.

Ayakkabı çift olarak satılmaktadır.

Sus libros se venden muy bien.

Onun kitapları oldukça iyi satıyor.

Eso lo venden en la ferretería.

Onlar onu bir hırdavat dükkanında sattı.

¿Venden computadoras portátiles en aquella tienda?

O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?

Los lápices se venden por docena.

Kalemler düzine olarak satılır.

Los huevos se venden por docenas.

Yumurtalar düzine ile satılırlar.

Mis libros no venden demasiado bien.

Kitaplarım çok iyi satmıyor.

¿Estos huevos se venden por docenas?

Bu yumurtalar düzineyle mi satılır?

En la pescadería venden pescado vivo.

Balık dükkanında canlı balık satıyorlar.

¿Venden artículos de primeros auxilios aquí?

Burada ilk yardım malzemeleri satıyor musunuz?

Venden libros de texto en la librería.

Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.

Aquí solo se venden zapatos de mujer.

Burada sadece kız ayakkabıları satılır.

En esa tienda solamente venden alimentos procesados.

Onlar o mağazada sadece işlenmiş gıdalar satarlar.

En esta tienda no se venden sellos.

Bu dükkânda pul satılmıyor.

En la tienda venden azúcar y sal.

O mağazada şeker ve tuz satıyorlar.

Ellos venden manzanas, mandarinas, huevos y así.

Onlar elma, mandalin,yumurta vb. satıyorlar.

Los terroristas venden esto para financiar sus ataques.

Teröristler saldırıları karşılamak için sahte mal satıyor,

Allí venden numerosos productos variados y de alimentación.

Onlar birçok çeşit yiyecek ve bakkaliye ürünü satarlar.

Las tiendas de abarrotes venden barras de caramelo.

Mini marketler çubuk şeker satarlar.

En muchos lugares los ciegos venden billetes de lotería.

Pek çok yerde kör kişiler piyango bileti satarlar.

Ellos compran y venden calzado y ropa en aquella tienda.

Onlar o mağazada ayakkabı ve kıyafet satarlar.

Me pregunto por qué los huevos se venden por docena.

Acaba yumurtalar neden düzine olarak satılıyor.

Mañana por la mañana venden las entradas para el concierto de Shakira.

Yarın sabah, onlar Şakira'nın konseri için biletler satıyor.

Cada año la organización organiza algunos encuentros de voluntarios que venden libros Frisios por las casas.

Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.