Examples of using "Bus" in a sentence and their turkish translations:
Bu otobüse nerede bindin?
Bizim otobüs var.
Bir otobüse bin.
Haydi otobüse binelim.
Otobüs çoktan gitti.
Otobüse binin.
Otobüs ücreti ne kadar?
Otobüs erken ayrıldı.
Otobüs geliyor.
Son otobüse yetiştim.
Otobüs ertelendi.
Otobüse binmeyi tercih ederim.
Otobüs mü bekliyorsunuz?
Bir sonraki otobüsü yakalayacağım.
Burada bir otobüs var.
Otobüsle gitmek çok zaman alacak mı sence?
Acele et yoksa otobüsü kaçıracaksın.
Otobüs az önce ayrıldı.
Otobüs yakında geliyor olmalı.
O bir otobüs sürücüsüdür.
Biz otobüsle okula gittik.
Otobüs tamamen doluydu.
O otobüs şoförüdür.
Otobüs beklerken ayakta durdum.
Biz otobüs için sıraya girdik.
Tom otobüsten indi.
Otobüs beş dakika önce geçti.
Otobüs her on dakikada bir gider.
Otobüs ne zaman kalkıyor?
Otobüs durağına kadar koşalım.
Otobüsü kaçırdım.
Biz otobüse yetişmek için acele ettik.
Ben okula otobüsle gitmem.
Otobüs yolcuları almak için durdu.
Bizim otobüsümüz bir kamyonla çarpıştı.
Otobüsü kaçırmak istemiyorum.
Otobüsle Boston'a gitmeyi planlıyor musun?
Otobüs ne kadar süre önce ayrıldı?
Tom'u bir otobüse bindir.
Jim okula otobüsle gider.
Bu otobüs müzeye gider mi?
Bu otobüs sizi kente götürecek.
Teröristler bir otobüsü havaya uçurdular.
Biz Shinjuku'da otobüse bindik.
Caddede bir otobüs var.
Onlar sırada otobüs beklediler.
Tom, bir otobüsü süremez.
Bir sonraki otobüs ile geliyorum.
Acele ettim ve otobüsü yakaladım.
Yarın yağmur yağarsa, otobüsle gideriz.
Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
O, şemsiyesini otobüste bıraktı.
- Yanlışlıkla yanlış otobüse bindi.
- Kazara yanlış otobüse bindi.
Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.
Bu otobüs farklı bir yöne gidiyor.
Tom otobüse yetişmek için koşuyor.
Buraya trenle mi yoksa otobüsle mi geldin?
Sen hiç otobüste kustun mu?
Okula genellikle otobüsle gider.
Turist otobüsü sınırı geçti.
- Tom, otobüste uyuyamıyordu.
- Tom otobüste uyuyamadı.
Bu otobüs Hilton Hotel'e gider mi?
Bu otobüs elli kişi alabilir.
Bu otobüs elli yolcu taşıyabilir.
Park Ridge'ye giden otobüs bu mudur?
O, bir otobüs mü yoksa araba mı?
Otobüs vaktinden beş dakika önce ayrıldı.
Otobüsle oraya gitmem ne kadar sürer?
Tam o sırada, otobüs durdu.
Otobüs evimden önce durur.
Ofise otobüsle gider.
Yolcuların otobüsten inişini izledi.
Otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.
Burada yakında bir otobüs durağı var.
Otobüs durdu, ama hiç kimse inmedi.
Otobüs şoförü yayayı görmedi.
Havaalanına gitmek için hangi otobüse binmem gerekiyor.
Bir sonraki otobüsü beklemektense yürümeyi tercih ederim.
Kate otobüsle eve geldi.
Tom otobüsü beklerken bir dergi okudu.
O, Harajuku'ya giden bir otobüse bindi.
Otobüs beklerken bir trafik kazası gördüm.
Birkaç kişi otobüsle gitti, diğerleri trenle.
Bir bakayım. Otobüsle yaklaşık iki saat sürer.
- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.
Babam ofisine genellikle otobüsle gider.
Otobüs seni şehir merkezine bırakacak.
Otobüsün biz olmadan gitmesini istemiyoruz.
Otobüste bir arkadaşıma rastladım.
Tom ve Mary otobüste birlikte oturdular.