Translation of "Decisiones" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Decisiones" in a sentence and their turkish translations:

- Tomamos decisiones juntas.
- Tomamos decisiones juntos.

Biz birlikte karar veririz.

Toma decisiones racionales,

mantıklı kararlar alıyor,

Tomamos buenas decisiones.

Bugün iyi kararlar verdin.

Tomaron buenas decisiones

Zekice seçimler yaptınız

Tomamos buenas decisiones hoy.

Bugün iyi kararlar verdin.

Tienes que tomar decisiones.

Seçim yapmak zorundasın.

Puede simplificar las decisiones humanas.

insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.

Tom tomó muchas decisiones inteligentes.

Tom birçok akıllıca kararlar aldı.

La administración toma importantes decisiones.

Yönetim önemli kararlar alır.

No acostumbro a tomar decisiones.

Karar vermeye alışkın değilim.

Empecemos por las decisiones sin riesgo.

Sıfır riskli kararlarla başlayalım.

Y estoy orgulloso de sus decisiones.

ve verdiğiniz kararlarla gurur duyuyorum.

Si no se toman buenas decisiones.

ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

Porque las decisiones se toman conjuntamente

Çünkü kararlar ortak alınır

Tom tiene dificultades para tomar decisiones.

Tom kararlar vermede zorluk çekiyor.

Se sienten cómodos tomando decisiones viscerales.

içgüdüsel kararlar vermekte rahattırlar.

A él le gustaba tomar decisiones.

Karar vermeyi severdi.

Estoy habituado a tomar decisiones difíciles.

Ben zor kararlar vermeye alışkınım.

Incluso las decisiones que solían ser simples,

Restorana gitmek veya günlük alışveriş yapmak gibi

Necesitan tomar buenas decisiones y tener valor.

Akıllıca kararlar vermek ve kararlı olmak gerekir.

Pero sus buenas decisiones me mantuvieron vivo,

ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu

A veces las personas toman decisiones ilógicas.

İnsanlar bazen mantıksız kararlar verirler.

A veces la gente toma decisiones equivocadas.

Bazen insanlar yanlış kararlar verirler.

Piensa más y haz después las decisiones.

Daha çok düşünün ve sonra kararlar verin.

Sé por qué tomé las decisiones que tomé

Aldığım kararları neden verdiğimi biliyorum

Tomen buenas decisiones, y saldremos de aquí juntos.

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

No será fácil. Pero si tomamos buenas decisiones,

Bu kolay olmayacak ama zekice seçimler yaparsak

Y debería ser así con todas sus decisiones.

Fakat bu her büyük kararda uygulanmalı.

Estas son decisiones que quiero tomar yo solo.

Bunlar yalnız vermek istediğim kararlar.

Soy bastante mayor para tomar mis propias decisiones.

- Kendi kararlarımı verebilecek yaştayım.
- Kendi kararlarımı alacak kadar büyüdüm.

Tal vez nunca tomemos las mismas decisiones que ellos,

Onların verdiği kararları asla vermeyebiliriz

Los que usamos para tomar decisiones y asignar recursos,

kullandığımız tüm kurallar, süreçler ve sistemlere bakıp

Es muy fácil perderse aquí. Debemos tomar buenas decisiones.

Burada kaybolmak çok kolay. Akıllıca kararlar vermemiz gerekiyor.

Donde completaron una simulación de toma de decisiones computarizada

öğrencilere günlük yaşamdaki içki içme, madde kullanımı

No tenían autocontrol para tomar decisiones de manera lógica,

Mantıklı karar vermek için gerekli öz denetimden mahrumdular,

Él es lento para tomar decisiones, pero rápido actuando.

O, karar vermede yavaş fakat eylem yapmada hızlıdır.

María siempre toma decisiones precipitadas, olvidándose de las consecuencias.

Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor.

Él fue honesto, fuerte y decidido para tomar decisiones.

O, dürüst, güçlü ve kararlar vermek için istekliydi.

Tomamos decisiones basadas en la información en la que confiamos.

Güvendiğimiz bilgilere dayanarak kararlar veririz, değil mi?

El camino estará lleno de obstáculos que requerirán decisiones difíciles.

ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.

Así es como muchas decisiones se toman hoy en día.

günümüzde işle ilgili birçok karar bu şekilde alınıyor.

Él se caracteriza por tomarse mucho tiempo para tomar decisiones.

Geç karar vermesiyle ünlüdür.

Estoy fascinada con los factores sutiles que influyen en nuestras decisiones

Çok küçük faktörlerin seçimlerimizi bu kadar etkileyebilmesi

Y cómo se tomaban decisiones muy críticas usando muy pocos datos.

bulunduğunu fark ettiğimde, ilgiden takıntıya dönüştü.

A menos que su cónyuge lo apruebe, sus decisiones son inválidas

Eşleri onaylamadığı sürece kararları geçersiz sayılıyor

Debo vivir con las consecuencias de las decisiones que he tomado.

Yaptığım seçimlerin sonuçlarıyla yaşamak zorundayım.

Ahora que ya han abordado las decisiones de riesgos bajos o nulos,

Küçük ve sıfır riskli kararların üstesinden geldiğiniz için

Sus buenas decisiones me han ayudado a sobrevivir en este brutal desierto

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

Tomaron buenas decisiones hoy, y encontramos una de las criaturas que buscábamos,

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

Tomaron buenas decisiones y me ayudaron a encontrar dos de estas criaturas.

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

No tengan que tomar decisiones para tener una comida saludable sobre la mesa.

masaya sağlıklı bir yemek getirilmesi için karar vermenize gerek olmasın.

Tomaron buenas decisiones y me ayudaron a hallar las tres criaturas que buscábamos.

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız üç yaratığı da bulmamızı sağladınız.

Qué grandes compañeros de aventura, sus decisiones nos ayudaron a encontrar los antídotos.

Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.

- La gente se equivoca a menudo.
- La gente suele tomar las decisiones equivocadas.

İnsanlar sık sık kötü seçimler yapar.

Tomaron buenas decisiones y me ayudaron a atrapar a dos de las tres criaturas.

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

La parte del cerebro que controla la toma de decisiones y no el lenguaje.

karar vermeyi kontrol eden parçada gerçekleşiyor, dili değil.

Honestamente, yo estaría mintiendo si dijera que nunca me arrepentiría de mis decisiones rápidas.

Dürüst olmak gerekirse, ani kararlarımdan asla üzülmediğimi söylersem, yalan söylerim.

El valor de Ney ese día fue impresionante, pero sus decisiones ayudaron a provocar la

. Ney'in o günki cesareti hayranlık uyandırdı, ancak kararları Fransızların

Estos días queremos que nuestros hijos tomen sus propias decisiones pero esperamos que nos satisfagan.

Günümüzde çocuklarımızın kendi başlarına karar almalarını istiyoruz ama o kararların hoşumuza gitmesini umut ediyoruz.

La velocidad a la que piensa y toma decisiones de vida o muerte es bastante increíble.

Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.

Permitir que los robots tomen sus propias decisiones puede ser peligroso, ya que pueden ponerse en contra de su dueño.

Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.

El hombre que comete un error al año porque solo toma dos decisiones se equivoca el cincuenta por ciento del tiempo.

Yalnız iki karar verdiğinden dolayı yılda sadece bir hata yapan insan zamanla ilgili yüzde elli hatalıdır.