Translation of "Retraso" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Retraso" in a sentence and their turkish translations:

Feliz retraso.

Geçmiş bayramınız kutlu olsun!

Perdón por el retraso.

Lütfen geç kalışımı bağışlayın.

La primavera vendrá con retraso.

Bahar geç olacak.

Pido disculpas por el retraso.

Gecikme için özür dilerim.

Llevamos una hora de retraso.

Bir saat gerideyiz.

- Lo siento. El tren llegó con retraso.
- Lo siento. El tren iba con retraso.

Üzgünüm. Tren geç kaldı.

El retraso tiene costos muy altos.

Gecikmenin çok kapsamlı bedelleri var.

Voy con retraso sobre lo previsto.

Ben programın gerisinde çalışıyorum.

¿Cuál es el motivo del retraso?

Ne gecikmeye sebep oluyor?

Hay un retraso de veinte minutos.

Yirmi dakikalık bir gecikme var.

Estamos con tres horas de retraso.

Plandan üç saat gerideyiz.

Eso da cuenta de su retraso.

Bu onun gecikmesini açıklıyor.

- El autobús tuvo un retraso de diez minutos.
- El bus lleva diez minutos de retraso.

Otobüs on dakika rotarlı çalışıyor.

- El autobús tuvo un retraso de diez minutos.
- El bus tiene un retraso de diez minutos.

Otobüsün, on dakikalık rotarı var.

Su retraso no admite lugar a excusas.

Onun gecikmesi için hiçbir bahane yok.

Él inventó una excusa sobre su retraso.

- Geç kaldığı için bir bahane buldu.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.

Creo que ya vamos con demasiado retraso.

Sanırım biz zaten çok geç kaldık.

Parecía que el autobús iba con retraso.

Otobüs geç kaldı gibi görünüyordu.

¿Cuál fue la causa de su retraso?

Onun gecikmesinin nedeni neydi?

¡Ponte rápido estos calcetines! Vamos con retraso.

Çoraplarını çabuk giy. Geç kaldık!

El tren llegó con diez minutos de retraso.

Tren on dakika geç vardı.

El tren viene con diez minutos de retraso.

Tren on dakika gecikti.

Nuestro vuelo llegó con una hora de retraso.

Uçağımız bir saat geç geldi.

Ella no mencionó la razón de su retraso.

Geç kalışının sebebini belirtmedi.

- Van 30 minutos tarde.
- Tienen 30 minutos de retraso.

Programın 30 dakika gerisindeler.

- El taxi llegó con retraso.
- El taxi atrasado llegó.

Taksi geç ulaştı.

- Pido disculpas por el retraso.
- Perdón por la tardanza.

Gecikme için özür dilerim.

- Vamos con retraso.
- Vamos tarde.
- Se nos hizo tarde.

Geç kalıyoruz.

Hoy el tren corre con diez minutos de retraso.

Tren bugün 10 dakika geç kaldı.

- Vas tarde.
- Se te hizo tarde.
- Vas con retraso.

Geç saatlere kadar çalıştırıyorsunuz.

- Se me hizo tarde.
- Voy tarde.
- Voy con retraso.

Geç kalıyorum.

El avión llegó con retraso debido al mal tiempo.

Kötü hava uçağı geciktirdi.

- Disculpe mi retraso.
- Perdón por el retraso.
- Perdona que llegue tarde.
- Lamento llegar tarde.
- Perdón por llegar tarde.
- Por favor, perdóneme por llegar tarde.
- Perdona por llegar tarde.
- Disculpe la tardanza.
- Lamento llegar tan tarde.
- Me disculpo por el retraso.
- Siento mucho el retraso.
- Perdone la tardanza.

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
- Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
- Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.

El tren llegó con retraso por culpa de la nieve.

Kar nedeniyle tren ertelendi.

- Nos disculpamos por el retraso.
- Nos disculpamos por la demora.

Gecikme için özür dileriz.

- Lamento llegar tarde.
- Disculpe la tardanza.
- Siento mucho el retraso.

Geç kaldığım için özür dilerim.

- Se les hizo tarde.
- Ellos van con retraso.
- Ellos van tarde.

Onlar geç saatlere kadar çalıştırıyorlar.

El retraso nos forzó a pasar la noche en un hotel caro.

Gecikme bizi pahalı bir otelde bir gece kalmaya zorladı.

Llegué tarde porque el atasco de la hora punta me retraso dos horas.

Kalabalık saatteki bir trafik sıkışıklığı benim varışımı iki saat geciktirdi.

Debido a la fuerte nevada, nuestro tren llegó con una hora de retraso.

Trenimiz yoğun kar nedeniyle bir saat geç kaldı.

- El autobús llegó diez minutos tarde.
- El autobús llegó con diez minutos de retraso.
- El bus llegó diez minutos tarde.

Otobüs on dakika geç kaldı.