Translation of "Pido" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Pido" in a sentence and their turkish translations:

Pido paciencia.

Ben sabır istiyorum.

- Te pido que lo reconsideres.
- Os pido que lo reconsideréis.
- Le pido que lo reconsidere.
- Les pido que lo reconsideren.

Yalvarıyorum, tekrar düşün.

Pido tu perdón.

Ben senin affını diliyorum.

Pido disculpas por eso.

Onun için özür dilerim.

OK, yo los pido.

Tamam, ben onları sipariş ederim.

Les pido que me escuchen,

dikkatinizi vermenizi istiyorum.

Pido disculpas por el retraso.

Gecikme için özür dilerim.

Pido disculpas. Fue mi error.

Özür dilerim. O benim hatamdı.

No les pido su opinión.

Senin fikrini sormuyorum.

Y les pido que se acerquen,

ve yakınlaşmalarını,

Le pido disculpas por la interrupción.

Kesinti için sizden özür diliyorum.

- Con permiso.
- Pido perdón.
- Disculpe.
- Excúsame.

- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.

Pido disculpas por lo que dije.

Söylediğim için özür dilerim.

Pido disculpas por haberles causado problemas.

Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm.

Pido disculpas por haberte molestado así.

Sizi böyle rahatsız ettiğim için özür dilerim.

Ahora, les pido que dejen de imaginarlo

Şimdi, hayal etmeyi durdumanızı istiyorum

Le pido a la madre que traduzca,

ve ben de çeviri için annesine bakıyorum,

- Perdone.
- Pido perdón.
- Disculpe.
- ¡Lo siento!
- Discúlpeme.

- Lütfen beni affet.
- Affedersiniz.

- Pido perdón.
- Disculpe.
- ¡Perdón!
- ¡Lo siento!
- ¡Disculpa!

Affedersin!

Te pido que me hagas un favor.

Bana bir iyilik yapmanı istiyorum.

Te pido disculpas por no haberte escrito antes.

Size daha önce yazmadığım için özür dilerim.

Pido disculpas por la demora en enviar la agenda.

Toplantı gündemini göndermedeki gecikme için özür dilerim.

Les pido que me dejen hablar en primer lugar.

Lütfen önce ben konuşayım.

- Pido disculpas por el retraso.
- Perdón por la tardanza.

Gecikme için özür dilerim.

- Necesito que guarden silencio.
- Te pido que guardes silencio.

Sessiz olmana ihtiyacım var.

Te pido que te desvistas. Desearía admirar tu belleza.

Senden üzerindekileri çıkarmanı rica ediyorum. Birazcık güzelliğinin tadını çıkarmak istiyorum.

- Lo único que pido es una oportunidad para decir que lo siento.
- Lo único que pido es una oportunidad para disculparme.

Bütün istediğim üzgün olduğumu söylemek için bir fırsat.

Básicamente, les pido que encuentren un Ingolf en tu vida,

Kendi hayatınızdaki Ingolf'u bulmanızı istiyorum,

Cuando vamos a un restaurante, nunca pido lo mismo que Tom.

Bir restorana gittiğimizde, Tom'la aynı şeyi ısmarlamam.

- Prométeme que lo harás.
- Prométeme que harás lo que te pido.

Bana onu yapacağına söz ver.

Te pido que me expliques lo que has querido decir con eso.

Senden onunla ne demek istediğini bana açıklamanı rica ediyorum.

- Le encarezco que lo haga con cuidado.
- Le pido encarecidamente que lo haga con cuidado.

- Yalvarırım bunu dikkatli yap.
- Gözünü seveyim bunu dikkatli yap.

- Te pido disculpas por no haber respondido inmediatamente.
- Discúlpame por no haberte respondido en el momento.

Hemen cevap vermediğim için özür dilerim.

Para que nosotros y todos los demás recordemos este día, les pido a todos que planten un árbol con nosotros.

Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.

- Cuando quiera tu opinión te la pido.
- Cuando quiera tu opinión te la voy a pedir.
- Cuando quiera tu opinión, la pediré.

Fikrini istediğim zaman, onu isteyeceğim.

¿Te estás burlando de mí o qué? Es la tercera vez que te pido que te calles y que sigas la clase.

Benimle dalga mı geçiyorsun yoksa ne? Senin konuşmayı kesmeni ve dersi takip etmeni üç kere istedim.