Translation of "Llevamos" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Llevamos" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Cuánto tiempo llevamos casados?
- ¿Cuánto tiempo llevamos casadas?

Ne kadar süredir evliyiz?

Llevamos horas esperando.

Saatlerdir bekliyoruz.

Llevamos cien años así.

Biz yüz yıllardır buradayız.

Llevamos así 100 años.

Biz yüz yıllardır bu işin içindeyiz.

Todos lo llevamos dentro.

Bu hepimizin içinde olan bir şey.

Nos llevamos muy bien.

Çok iyi geçiniyoruz.

Llevamos tres años casados.

Üç yıldır evliyiz.

Llevamos cinco años casados.

Beş yıldır evliyiz.

Nos llevamos de maravilla.

Biz mükemmel bir biçimde geçindik.

Llevamos esperándote una eternidad.

Sizi beklemek uzun zamanımızı aldı.

Llevamos a cabo ese plan.

Biz o planı uyguladık.

Llevamos tres años estudiando inglés.

Üç yıldır İngilizce öğreniyoruz.

Llevamos una vida muy normal.

Çok sıradan bir hayat sürüyoruz.

Llevamos una hora de retraso.

Bir saat gerideyiz.

Ya llevamos tres meses juntos.

Şimdi üç aydır flört ediyoruz.

En nuestra escuela llevamos uniforme.

Okulumuzda üniformalar giyeriz.

Llevamos dos llantas de repuesto.

İki yedek lastik alıyoruz.

Ella y yo nos llevamos bien.

O ve ben iyi geçiniriz.

Todos llevamos uniformes a la escuela.

Hepimiz okula giderken üniforma giyeriz.

Llevamos esperando más de dos meses.

Biz iki aydan daha fazla bir süredir bekliyoruz.

Llevamos dispositivos que tienen todas nuestras contraseñas,

Tüm şifrelerimizin,

Llevamos seis años enteros viviendo en Tokio.

Altı yıldır Tokyo'da yaşıyoruz.

- Estamos estupendamente.
- Estamos perfectamente.
- Lo llevamos bien.

Biz iyiyiz.

Nosotros lo llevamos en seguida a un hospital.

Onu hemen hastaneye götürdük.

Cuando ella se desmayó, la llevamos directo a la clínica.

O bayılır bayılmaz onu doğruca kliniğe götürdük.

Llevamos trabajando en esto cinco meses. No la cagues ahora.

Bunun üzerinde beş aydır çalışıyoruz. Sakın şimdi batırmayın.

- Llevamos 30 años casados.
- Estamos casados desde hace 30 años.

30 yıldır evliyiz.

Mi madre y yo lo llevamos a casa, lo llamamos Tucker

Annemle birlikte bu yavruyu eve götürdük, ona Tucker adını verdik

Si no llevamos la cuenta de las deudas que nos deben,

Eğer bu ödenmemiş borçlar için toplu bir ödeme almazsak

- Ella y yo nos llevamos bien.
- Me llevo bien con ella.

Onunla iyi geçinirim.

Mi madre se puso enferma de repente y la llevamos al médico.

Annem aniden hasta oldu ve bir doktor çağırdı.

Su padre y yo la llevamos a diversos programas de tratamiento y recuperación

Babasıyla birlikte onu birkaç tedavi ve iyileşme programına koyduk

Temo que el bote se hunda si llevamos a más de siete hombres.

Korkarım ki yedi kişiden fazla alırsak bu bot batar.

- No hemos sabido de ella desde entonces.
- Llevamos sin saber de ella desde entonces.

O zamandan beri ondan haber alamadık.

Antes éramos enemigos, pero hemos enterrado el hacha de guerra y ahora nos llevamos bien.

Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.