Translation of "Resultó" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Resultó" in a sentence and their turkish translations:

Resultó ser cierto.

Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.

¿Te resultó divertido?

- Onu komik mi buldun?
- Onu eğlenceli mi buldun?

- El rumor resultó ser cierto.
- El rumor resultó ser verdad.

Söylenti gerçek çıktı.

Resultó ser un regalo

aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı

El niño resultó herido.

Çocuk incindi.

Él resultó ser inocente.

Onun masum olduğu anlaşıldı.

¿Alguien más resultó herido?

Başka kimse yaralandı mı?

Me resultó difícil convencerla.

Onu ikna etmeyi zor buldum.

Nadie más resultó herido.

Başka hiç kimse yaralanmadı.

Afortunadamente, nadie resultó herido.

Allahtan, kimse yaralanmadı.

Ningún canadiense resultó herido.

Hiçbir Kanadalı yaralı değildi.

- Su automóvil resultó con graves daños.
- Su coche resultó con graves daños.
- Su carro resultó con graves daños.

Onun arabası ciddi şekilde hasar gördü.

- La conferencia me resultó demasiado complicada.
- La clase me resultó demasiado complicada.

Ders beni aşıyordu.

- Esa película resultó ser un embole.
- Esa película resultó ser una lata.

Bu filmin bir fiyasko olduğu ortaya çıktı.

¡Genial! Su tesis resultó correcta.

Yaşasın! Teziniz kanıtlandı.

Y sin embargo resultó liberador,

ama artık özgür hissettiriyor

El rumor resultó ser falso.

Söylenti yanlış çıktı.

El plan resultó en fracaso.

O plan başarısızlıkla sonuçlandı.

Resultó ser un esposo ideal.

İdeal bir koca olduğunu ispat etti.

Su historia resultó ser cierta.

Onun hikayesinin gerçek olduğu çıktı.

Él resultó ser su padre.

Onun, unun babası olduğu ortaya çıktı.

Y para algunos, resultó fatal.

Ve bazıları için bu durum ölümcül oluyordu.

Resultó que yo tenía razón.

Benim haklı olduğum ortaya çıktı.

El rumor resultó ser cierto.

Söylentinin gerçek olduğu çıktı.

Su plan resultó un fracaso.

Onların planı başarısızlıkla sonuçlandı.

Tom resultó ser un ladrón.

Tom bir hırsız çıktı.

- Por suerte, ninguno de los pasajeros resultó herido.
- Afortunadamente, ningún pasajero resultó herido.

İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.

Sorprendentemente, él resultó ser un ladrón.

Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

Me resultó difícil ponerlo en práctica.

Onu pratiğe koymayı zor buldum.

Le resultó imposible levantar el tapón.

Kapağı kaldırmayı imkansız buldu.

Su esquema resultó erroneo al final.

Onun planı sonunda bozuldu.

La película le resultó muy aburrida.

O, filmi çok sıkıcı buldu.

Ella resultó herida en el accidente.

O, kazada yaralandı.

Su última novela me resultó interesante.

Onun en son romanını ilginç buldum.

El asunto resultó ser bastante conflictivo.

Konu çok tartışmalı bir hâl aldı.

El conductor del autobús resultó herido.

Otobüsün şoförü yaralandı.

- Nadie resultó herido.
- Nadie salió herido.

Kimse yaralanmadı.

Lo que dijo resultó ser falso.

Onun söylediğinin yanlış olduğu çıktı.

Él resultó herido en el accidente.

O, kazada yaralandı.

Lo que dijo resultó ser cierto.

Onun söylediği gerçekleşti.

Resultó que mi pequeña amaba el reggae

Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,

Hanako resultó ser una persona sorprendentemente buena.

Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.

Nos resultó difícil entrar en la discoteca.

Diskoya girmeyi zor bulduk.

Resultó malherido en el accidente de coche.

O, araba kazasında ciddi şekilde yaralandı.

Él resultó herido en un accidente automovilístico.

O, bir araba kazasında yaralandı.

Le resultó difícil responder a la pregunta.

Soruyu cevaplamayı zor buldu.

- Afortunadamente ningún pasajero se lastimó.
- Por suerte, ninguno de los pasajeros resultó herido.
- Afortunadamente, ningún pasajero resultó herido.

Neyse ki yolculardan hiçbiri yaralanmadı.

Que resultó en la reorganización biológica del cerebro.

ve bu da beynin biyolojik olarak yeniden düzenlenmesine yol açtı.

Esa reunión resultó ser mi entrevista de salida.

Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı.

Lo que resultó hizo a todos muy felices.

ortaya çıkan şey ise herkesi çok mutlu etmişti.

Me resultó imposible ponerme en contacto con él.

Onunla iletişim kurmayı imkansız buldum.

El rumor de su muerte resultó ser falso.

Öldüğü söylentisi yalanmış.

Resultó no ser tan fácil vivir con él.

Onunla birlikte yaşamanın o kadar kolay olmadığı çıktı.

Tom resultó herido en un accidente de tráfico.

Tom, bir trafik kazasında yaralandı.

Toda la cosa resultó ser un esquema Ponzi.

Her şeyin bir saadet zinciri olduğu ortaya çıktı.

Su nuevo marido resultó ser una mala persona.

Yeni kocasının kötü bir kişi olduğu ortaya çıktı.

Tom resultó herido en un accidente de coche.

Tom bir araba kazasında yaralandı.

Él resultó herido en el accidente de tráfico.

Trafik kazasında yaralandı.

Mary resultó sorprendida por el comportamiento de Alice.

Mary, Alice'in davranışına şaşırdı.

- Por suerte, ninguno de los pasajeros resultó herido.
- Afortunadamente, ningún pasajero resultó herido.
- Afortunadamente ninguno de los pasajeros salió herido.

İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.

De los hombres de Davout murió o resultó herido.

adamından biri öldürüldü ya da yaralandı.

Rivoli, resultó herido dos veces y ascendió a coronel.

Rivoli'de üstünlükle liderlik etti , iki kez yaralandı ve Albay'a terfi etti.

El niño sucio resultó ser un príncipe en disfraz.

- Kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- Üstü başı kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.

Me resultó difícil hacerme escuchar a causa del ruido.

Gürültüden dolayı kendimi duyurmayı zor buldum.

Mi primera impresión acerca de él resultó ser correcta.

Onunla ilgili ilk izlenimimin doğru olduğu ortaya çıktı.

La bebé resultó ser una niña después de todo.

Nihayet bebeğin bir kız olduğu ortaya çıktı.

Me resultó imposible hacer el trabajo en un solo día.

O işi bir günde yapmayı olanaksız buldum.

Resultó que los mejores equipos estaban cometiendo más errores, no menos.

Daha iyi olan takımların daha az değil daha çok hata yaptığı görülüyordu.

Dice que resultó herido porque el leopardo estaba irritado y excitado.

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

Y resultó que no tenía idea sobre las cámaras de eco digital.

Anlaşılan, dijital eko halkaları hakkında hiç fikrim yoktu

El propio mariscal resultó herido cuando su caballo moribundo rodó sobre él,

Mareşal, ölmekte olan atı onun üzerinden geçtiğinde yaralandı,

Del batallón resultó herido, aunque se elogió la conducta del propio Soult.

Soult'un kendi davranışları övülse de, taburun yarısı zayiat verdi.

Yo creía que mi novia era normal, ¡pero resultó ser un súcubo!

Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

- Su última novela me resultó interesante.
- Su última novela me pareció interesante.

Onun en son romanını ilginç buldum.

La tarea de matemáticas resultó ser más fácil de lo que había esperado.

Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.

- Me costó muchísimo encontrar tu apartamento.
- Me resultó muy difícil encontrar tu apartamento.

Daireni bulmam çok zordu.

El hombre que pensé que era su padre resultó ser un perfecto extraño.

Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.

- Comprendí que lo que él dice es mentira.
- Lo que dijo resultó ser mentira.

Onun söylediğinin yalan olduğu çıktı.

Resultó ser un matrimonio amoroso y una gran fuente de fortaleza para Davout en los años venideros.

Önümüzdeki yıllarda Davout için sevgi dolu bir evlilik ve büyük bir güç kaynağı oldu.

La canción de Thormod, de hombres valientes que se levantan para enfrentarse a una muerte segura ... resultó ser una premonición.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.