Translation of "Bailar" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Bailar" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Quieres bailar?
- ¿Quiere bailar?
- ¿Queréis bailar?

Dans etmek ister misiniz?

- ¿Sabes bailar?
- ¿Sabéis bailar?

- Nasıl dans edileceğini biliyor musun?
- Dans etmeyi biliyor musunuz?

- Odio bailar.
- Detesto bailar.

Ben dans etmekten nefret ediyorum.

- ¿Os gusta bailar?
- ¿Le gusta bailar?
- ¿Les gusta bailar?

Dans etmeyi sever misiniz?

- ¿Te gusta bailar?
- ¿Le gusta bailar?
- ¿Les gusta bailar?

Dans etmeyi sever misin?

- ¿Quiere bailar?
- ¿Bailamos?
- ¿Vamos a bailar?

Dans edelim mi?

- ¿Os gusta bailar?
- ¿Les gusta bailar?

Dans etmeyi sever misiniz?

- Me encanta bailar.
- Me gusta bailar.

Dans etmeyi severim.

Quiero bailar.

Ben dans etmek istiyorum.

bailar.

Dans edebilirim.

¿Querés bailar?

Dans etmek ister misin?

- No sé bailar.
- Yo no puedo bailar.

Dans edemem.

- ¿Tom sabe bailar?
- ¿Sabe Tom cómo bailar?

- Tom nasıl dans edildiğini biliyor mu?
- Tom dans etmeyi biliyor mu?

- Ella quiere bailar.
- Ella tiene ganas de bailar.

- Dans etmek istiyor.
- O dans etmek istiyor.

- ¿Dónde aprendiste a bailar así?
- ¿Dónde aprendió a bailar así?
- ¿Dónde aprendisteis a bailar así?
- ¿Dónde aprendieron a bailar así?

Böyle dans etmeyi nerede öğrendin?

Me encanta bailar.

Dans etmeyi çok severim.

Tom quiere bailar.

Tom dans etmek istiyor.

Puedes bailar, ¿verdad?

Dans edebilirsin, değil mi?

Les gusta bailar.

Dans etmeyi severler.

Quería bailar conmigo.

Benimle dans etmek istedi.

Me gusta bailar.

Dans etmekten hoşlanırım.

¿Puedo bailar aquí?

Burada dans edebilir miyim?

¿Te gusta bailar?

Dans etmeyi sever misin?

Vámonos a bailar.

Dans etmeye gidelim.

¿Vamos a bailar?

Dans etmeye gidelim mi?

¿Sabes bailar rumba?

Rumba dansını nasıl yapacağını biliyor musun?

Es divertido bailar.

Dans eğlenceli.

Él quiere bailar.

O, dans etmek istiyor.

No pueden bailar.

Onlar dans edemez.

Empezaron a bailar.

Dans etmeye başladılar.

Está prohibido bailar.

Dans etmek yasak.

No quiero bailar.

Dans etmek istemiyorum.

No sé bailar.

Dans edemem.

- Quiero aprender a bailar.
- Me gustaría aprender a bailar.

Nasıl dans edileceğini öğrenmek istiyorum.

- Tengo ganas de verte bailar.
- Estoy deseando veros bailar.

Senin dans etmeni izlemeyi dört gözle bekliyorum.

- ¿Quién le enseñó a bailar?
- ¿Quién le ha enseñado a bailar?
- ¿Quién te enseñó a bailar?

- Nasıl dans edeceğini sana kin söyledi.
- Sana dans etmeyi kim öğretti?

- ¿Bailas conmigo?
- ¿Te gustaría bailar conmigo?
- ¿Le gustaría bailar conmigo?

Benimle dans etmek ister misin?

- Tom sentía ganas de bailar.
- Tom tenía ganas de bailar.

Tom'un canı dans etmek istedi.

Gracias por bailar conmigo.

Benimle dans ettiğin için teşekkürler.

Quiero bailar con Mary.

Mary'yle dans etmek istiyorum.

Yo tampoco puedo bailar.

Ben de dans edemem.

¿Puedo bailar con usted?

Sizinle dans edebilir miyim?

Mañana iremos a bailar.

Yarın bir dansa gidiyoruz.

Tom empezó a bailar.

Tom dans etmeye başladı.

Ven a bailar conmigo.

Gel ve benimle dans et.

Yo ni sé bailar.

Nasıl dans edileceğini bile bilmiyorum.

¿Quieres ir a bailar?

Dansa gitmek ister misin?

La saqué a bailar.

Onun dans etmesini rica ettim.

Esta noche quiero bailar.

Bu gece dans etmek istiyorum.

¿Vas a bailar conmigo?

Benimle dans eder misin?

Habrías debido verlos bailar.

Onların dans etmesini görmeliydin.

Me gustaría bailar contigo.

Seninle dans etmek istiyorum.

Ella lo vio bailar.

Onun dansını izledi.

Tom no sabe bailar.

Tom nasıl dans edeceğini bilmiyor.

Sigo sin saber bailar.

Hâlâ dans edemiyorum.

Sentí ganas de bailar.

Canım dans etmek istedi.

¿Quieres bailar conmigo hoy?

Bugün benimle dans etmek ister misin?

Mary sabe bailar bien.

Mary iyi dans edebilir.

- A él le gusta cantar y bailar.
- Le gusta cantar y bailar.

Şarkı söylemeyi ve dans etmeyi sever.

- Vayamos todos a bailar esta noche.
- Salgamos todos a bailar esta noche.

Bu gece hepimiz dans etmeye gidelim.

Me encantaría bailar con vos.

Seninle dans etmek istiyorum.

Le gusta cantar y bailar.

O şarkı söylemeyi ve dans etmeyi sever.

Ella tenía ganas de bailar.

Onun canı dansetmek istedi.

No tengo ganas de bailar.

Canım dans etmek istemiyor.

Me gusta bailar con Mary.

Mary'yle dans etmeyi severim.

Bailar no es un crimen.

Dans etmek bir suç değil.

Hoy nos vamos a bailar.

Bugün dans etmeye gidiyoruz.

Me ha encantado verte bailar.

Seni dans ederken izlemek hoşuma gitti.

Mi novia sabe bailar bien.

Kız arkadaşım iyi bir dansçı.

Él tiene miedo de bailar.

O dans etmekten korkuyor.

A Judy le gusta bailar.

Judy dans etmeyi sever.

Ella no quiso bailar conmigo.

Benimle dans etmek istemedi.

Él no quiso bailar conmigo.

O benimle dans etmek istemedi.

Tom no quiso bailar conmigo.

Tom benimle dans etmek istemedi.

Todos los salvajes saben bailar.

Her vahşi dans edebilir.

Tom observó a Mary bailar.

Tom Mary'nin dans etmesini izledi.

Espero con ganas a verte bailar.

Seni dans ederken görmek için sabırsızlanıyorum.

¡Las damas están listas para bailar!

Bayanlar dans etmeye hazırlar!

Ojalá pudiera bailar todos los días.

Keşke her gün dans edebilsem.

¿Cómo aprendiste a bailar tan bien?

Böyle iyi dans etmeyi nasıl öğrendin?

Quiero aprender a bailar como vos.

Senin gibi dans etmeyi öğrenmek istiyorum.

¿En dónde aprendiste a bailar así?

Böyle dans etmeyi nerede öğrendin?

- Tom bailará.
- Tom va a bailar.

Tom dans edecek.

Además de eso, no sé bailar.

Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.

Tom puede bailar como un robot.

- Tom bir robot gibi dans edebilir.
- Tom robot gibi dans edebilir.

¿Crees que puedes bailar el mambo?

Mambo dansı yapabileceğini düşünüyor musun?

¡Qué pena que no sepas bailar!

Ne yazık ki dans etmeyi bilmiyorsun!