Translation of "Pieza" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Pieza" in a sentence and their turkish translations:

Limpia la pieza.

Odayı temizleyin.

Quisiera cambiar de pieza.

Odamı değiştirmek istiyorum.

¿Cambiarías de pieza conmigo?

Benimle odaları değiştirebilir misin?

Esta pieza no encaja.

Bu parça uymuyor.

Estoy calentando la pieza.

Odayı ısıtıyorum.

Ella limpió la pieza.

O, odayı temizledi.

¿Adónde va esta pieza?

Bu parça nereye gidiyor?

¿Quieres ver tu pieza?

Odanı görmek istiyor musun?

- Esta pieza huele a gas.
- Esta pieza tiene olor a gas.

Bu oda gaz kokuyor.

- Tenés que mantener tu pieza ordenada.
- Tenéis que mantener vuestra pieza ordenada.

Odanızı düzenli tutmalısınız.

Es una pieza de escultura.

parçası olduğunu anlayacaksınız.

Compartí una pieza con él.

Odamı onunla paylaştım.

Él y yo compartimos pieza.

O ve ben bir odayı paylaşıyoruz.

Tom necesita limpiar su pieza.

- Tom'un odasını temizlemesi gerekiyor.
- Tom odasını temizlemeli.

Su pieza es muy chica.

Onun odası çok ufak.

La pieza estaba con llave.

Oda kilitliydi.

Tengo que barrer la pieza.

Ben odamı süpürmek zorundayım.

Dormimos en la misma pieza.

Biz aynı odada uyuduk.

¿Es ésta una pieza original?

Bu orijinal bir parça mı?

La pieza olía a tabaco.

Oda tütün kokuyordu.

Mi pieza tiene tres ventanas.

Odamda üç pencere vardır.

¡La pieza está muy sucia!

Oda çok pis!

No corras en esta pieza.

Bu odada koşma.

Está oscuro en esa pieza.

O odada hava karanlık.

¿Cómo se llama esa pieza?

O parçanın adı ne?

Esta es una pieza chamánica, recuerda.

Bu bir Şaman adetidir, unutmayın.

Ella prometió que limpiaría mi pieza.

O bana odamı temizleyeceğine söz verdi.

¿Tienes una mesa en tu pieza?

- Odanda bir tablo var mı?
- Odanda bir masa var mı?

La pieza estaba llena de muebles.

Oda mobilya ile doluydu.

Hay muchos muebles en su pieza.

Odasında bir sürü mobilya var.

¿Por qué saliste de la pieza?

Neden odayı terk ettin?

Solo tienes que limpiar tu pieza.

Sadece odanı toplaman gerekiyor.

- Limpia el cuarto.
- Limpia la pieza.

- Odayı temizle.
- Odayı temizleyin.

Esta es la pieza de Tom.

Bu, Tom'un yatak odası.

La pieza de Tom está desordenada.

Tom'un odası dağınık.

No había nadie en la pieza.

- Odada hiç kimse yoktu.
- Odada kimse yoktu.

Tengo un teléfono en mi pieza.

Odamda bir telefonum var.

Tom acaba de limpiar su pieza.

Tom sadece odasını temizledi.

Esta pieza es agradable para trabajar.

Bu oda çalışmak için keyifli.

Ella siempre tiene ordenada su pieza.

Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.

Limpio mi pieza todos los domingos.

Her Pazar odamı temizlerim.

Pieza individual con baño, por favor.

Tek kişilik banyolu ada, lütfen.

Entré a la pieza de Tom.

Tom'un odasına girdim.

Me gusta adornar mi pieza con flores.

Odamı çiçeklerle süslemeyi seviyorum.

Tom espió a su compañero de pieza.

Tom oda arkadaşını gizlice gözetledi.

Mary ahora está estudiando en su pieza.

Mary şimdi odasında ders çalışıyor.

Estoy tomando una siesta en mi pieza.

Odamda şekerleme yapıyorum.

Ordeno mi pieza casi todos los días.

Ben hemen hemen her gün odamı toplarım.

Tradujiste la pieza del turco al árabe.

Sen piyesi türkçeden arapçaya tercüme ettin.

Entra a la pieza después que yo.

Benden sonra odaya gel.

Es bueno verte en una sola pieza.

Seni tek parça halinde görmek güzel.

Se me quedó algo en la pieza.

Odada bir şey unuttum.

Confío en que escribirás una estupenda pieza.

Harika bir parça yazacağını hissediyorum.

Tom compuso esa pieza hace varios años.

Tom bu parçayı birkaç yıl önce besteledi.

Quiero una pieza individual si es posible.

Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.

Lo que haré será limpiar la pieza.

Benim yapacağım şey odayı temizlemektir.

Tom quería que Mary ventilara la pieza.

Tom Mary'nin odayı havalandırmasını istedi.

Y una pieza ininterrumpida de hilo de coser.

dikiş ipliği ile oluşturulduğunu görecek.

Entré por error a la pieza de otro.

- Ben yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.
- Yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.

Dejé mi libreta de direcciones en mi pieza.

Adres defterimi odamda bıraktım.

Él tiene esta gran pieza para él solo.

O, kendine bu büyük odayı aldı.

Encontré a su gato en una pieza vacía.

Onun kedisini boş bir odada buldum.

Tom no estaba en su pieza esta mañana.

Tom bu sabah odasında değildi.

Él tiene la pieza grande para él solo.

Büyük odayı kendisine aldı.

- ¿Me concedes este baile?
- ¿Me concedes esta pieza?

Bu dansı alabilir miyim?

A esta pieza le llega luz del sol.

Bu oda güneş alır.

Me pasé el día entero limpiando la pieza.

Bütün günü odayı temizleyerek geçirdim.

Tom se quedó encerrado fuera de su pieza.

Tom odasının anahtarını içeride unuttu.

Tom quedó como compañero de pieza de John.

Tom John'un oda arkadaşı oldu.

La pieza de mi hermano siempre está desordenada.

Kardeşimin odası hep dağınıktır.

La intención de la pieza es lo que importa.

Önemli olan bilinçli olmaktır.

Se trata de una pieza de caoba blanquecina hondureña.

Sadece ağartılmış Honduras Maunu'nun bir parçası.

Ella dio la orden de que limpiaran la pieza.

Odanın süpürülmesini buyurdu.

¿Cuándo fue la última vez que ordenaste tu pieza?

En son ne zaman odanı toparladın?

Golpea la puerta antes de entrar a la pieza.

Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

- Debes mantener limpia tu pieza.
- Debes dejar tu habitación ordenada.

Odanı temiz tutmalısın.

Ella se quejó de que la pieza estaba muy calurosa.

Odanın çok sıcak olmasından şikayet etti.

Apaga la luz cuando salgas de la pieza, por favor.

Odadan ayrıldığınızda lütfen ışığı kapatın.

Le dije lo que él estaba haciendo en su pieza.

Onun onun odasında ne yaptığını ona söyledim.

- Tom está ordenando su pieza.
- Tom está ordenando su habitación.

Tom odasını temizliyor.

No voy a salir porque tengo que ordenar mi pieza.

Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.

Hoy pasé el día entero en la pieza esperándote ansiosamente.

Bugün bütün gündür sabırsızlıkla seni bekliyorum.

El sol de la tarde llega directamente a mi pieza.

Öğleden sonra güneşi doğrudan odama gelir.

¿Tenías que compartir una pieza con tus hermanos o hermanas?

Erkek ya da kız kardeşlerinle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldın mı?

Ella se puso a llorar apenas salió de la pieza.

Odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladı.

A esta pieza no le llega mucha luz del sol.

Bu oda fazla güneş ışığı almıyor.

Escribí un arreglo de esta pieza para una orquesta sinfónica.

Bir senfoni orkestrası için bu parçanın düzenlemesini yazmıştım.

Aunque se corte a la mitad permanece en una sola pieza.

boylu boyunca kesilse de bir parça kalır.

Cuando una pieza que no puedes ver va a alguna parte

göremediğiniz bir parça bir yere gittiğinde

En la pieza no había nada más que una vieja silla.

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.

El gato salió con una pieza de pescado de la cocina.

Kedi mutfaktan bir parça balık aşırdı.

¿Cuándo fue la última vez que oliste gas en esta pieza?

En son ne zaman bu odada gaz kokusu aldın?

Ella entró a la pieza y se echó en la cama.

Odaya gitti ve yatağa yattı.

Había una pila de periódicos en la esquina de la pieza.

Odanın köşesinde bir gazete yığını vardı.

- Están ambos en la habitación.
- Los dos están en la pieza.

Onların her ikisi de odadalar.