Examples of using "Vosotros" in a sentence and their turkish translations:
Hepiniz dans ettiniz.
Seninle takılmayı çok seviyorum.
Ben sizinle birlikte gidebilir miyim?
Sizinle konuşabilir miyim?
Siz ikiniz aynı görünüyorsunuz.
Siz ikiniz benimle geliyorsunuz.
Onlar sizden önce geldi.
İyiyim. Ya siz?
“ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öğrenciyiz.”
- Seninle gitmeme izin ver.
- Seninle gideyim.
Siz de beni tanıyorsunuz.
Sizinle konuşuyorum!
Bunlar sizin için.
Siz bana öğretmediniz.
Bunu nasıl yapardınız?
Siz de benimle gelecek misiniz?
Hepiniz için mutluyum.
Siz ikiniz birlikte çalışır mısınız?
Ben, akşam yemeğini sizinle birlikte yemek istiyorum.
Sizinle konuşuyordum.
Siz gidiyorsunuz?
Aranızda herhangi bir şey var mı?
Sigara içmek sizin için kötü.
Onu kendiniz mi yaptınız?
- Ne zaman geri döneceksin?
- Ne zaman döneceksin?
Siz ikiniz nasıl tanıştınız?
Sana şarkı söylemeyi çok isterim.
Sizinle birkaç gün geçireceğim.
Bana çok iyi maaş veriyorsun.
Senin yerinde olsaydım, bunu alırdım.
Sizler de mi Kiel'e gidiyorsunuz?
Her ikinizden de nefret ediyorum.
Ben de size güvenmiyorum.
Hepiniz nerelisiniz?
Siz ikiniz neye bakıyorsunuz?
Sizin hemen arkanızdalar.
Onu size bırakacağım.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
Siz ikiniz ne yapıyordunuz?
Siz ikiniz mutlu olmalısınız.
Tom size güvenmiyor.
Sizden hiçbir şey istemiyoruz.
Kendimi sizden biri olarak düşünüyorum.
İkinizden birinin bir şeye ihtiyacı var mı?
Onu ilk önce hanginiz deneyecek?
Sizin için ondan bir mesajım var.
Tom sizinle kalabilir.
Siz ikiniz gelmeyeceksiniz.
Size gerçekten kızgınım arkadaşlar.
Hepiniz öleceksiniz.
Siz de bana güvenmelisiniz.
Siz ikinizden hanginiz benimle geliyor?
Bunu sizsiz yapamam, millet.
On dakika içinde sizinle olacağım.
Sizin için bir şarkı yazdım.
O sizinle konuşmak istediğini söylüyor.
Her sabah tıraş olur musunuz?
Sizi dans ederken izlemek eğlenceliydi.
Siz ikiniz eğlenmek için ne yaparsınız?
- Bu sizin için.
- Bu size.
Yerinde olsaydım tavsiyesini dinlerdim.
Biz ikimiz siz ikinizin yalan söylediğini biliyoruz.
İkinizden biri Tom'u tanıyor mu?
Hepinizle tekrar görüşmeyi ümit ediyorum.
Sizinle konuşabilir miyim?
Sizinle başka bir şey hakkında konuşmak istiyordum.
Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.
Artık sizinle çalışmayacağım.
- Kitap okuyorsun.
- Kitap okuyorsunuz.
Şimdi, sıra sizde.
Siz doktorsunuz.
Hasta olmasam, sana katılırım.
Seninle gelip gelemeyeceğimden emin değilim.
Hepiniz öleceksiniz.
Bu size bağlı.
- Seninle kalacağım.
- Sizinle kalacağım.
Burada güvendesin.
Aşk sizin için sadece bir oyun mu?
Siz ikiniz iyi misiniz?
Siz benim çocuklarımsınız.
Buradaki hiç kimse bu dövüşü hatırlıyor mu bilmiyorum,
Biz zaten sizi affettik.
İkinizden biri oraya gitmek zorunda olacak.
Kendine dikkat et.
Ben senin gibiyim.
Hem sen hem de ben öğrenciyiz.
Sizinle gitmek hoşuma giderdi ama param yok.
Biz öğretmenler siz öğrenciler gibi insanız.
Ben seninle kalmayacağım.
Sizin için geldim.
Seninle hayvanat bahçesine gitmeyi çok istiyorum.