Examples of using "Núcleo" in a sentence and their turkish translations:
çekirdeği ise yeniden filizlenmesine
çünkü çekirdek soğumuş
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
dünyanın merkezinde bir çekirdek var
Bu bölüm romanın kalbidir.
posasını ve çekirdeğini havada yere bırakır
dünyanın çekirdeği ay kadar büyük
Artık Grönland'deki buz çekirdekleri sayesinde yaşını tam olarak tespit edebiliyoruz.
- O bilgisayar dört çekirdekli işlemciye sahip.
- O bilgisayarın dört çekirdekli işlemcisi var.
- O bilgisayarın işlemcisi dört çekirdekli.
Bir hidrojen atomu çekirdeği tek bir protondan oluşur. Bu protonun etrafında tek bir elektron döner.