Examples of using "Centro" in a sentence and their turkish translations:
ana saldırıyı emanet etti
Şehir merkezine gidelim.
- Benim şehir merkezine gitmem gerekiyor.
- Şehir merkezine gitmeliyim.
Şehir merkezine gitmek istiyorum.
bir iş merkezinde bir iş hanında daha doğrusu
Catherine alışveriş merkezine gitmek istedi.
Dün alışveriş merkezine gittim.
Hangi metro şehrin merkezine gider.
Çarşıya alışverişe gidelim.
Merkez bir idealdir.
Şehre gitmem gerekiyor.
Tom şehir merkezinde yaşıyor.
Alışveriş merkezi nerede?
Şehir merkezinde çok sayıda otel var.
bir yere dönüştürmek için
bir yenilik merkezi haline gelebilirdi?
Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.
Alışveriş merkezine gittim.
Hawaii popüler bir turizm beldesidir.
Şehir merkezine gidiyorum.
Alışveriş merkezini dolaştık.
Alışveriş merkezine gitmek istiyorum.
Ben ülkenin ortasında yaşıyorum.
On ikiden vurdu.
Kulübümüzde bir dans vardı.
Alışveriş merkezine giden bir otobüs var mı?
Beni kent merkezine hangi tren götürür?
Onun ofisi şehir merkezinde yer almaktadır.
Bu otobüs şehir merkezine gider mi?
Askeri gücümüzün değil,
İsa tam olarak merkezde duruyor
Bu da yeni spor merkezi,
Pazar günü sık sık şehir merkezine giderim.
Tom bir çağrı merkezinde çalışıyor.
Şehir merkezinde yaşıyoruz.
Alışveriş merkezinde birini gördün mü?
Lütfen, merkeze nasıl ulaşabilirim?
Şehir merkezinde birçok yüksek binalar var.
Ofisim şehir merkezinde yer alır.
Onun ilgi odağı olması gerekiyor.
Alışveriş merkezinde üç mağaza var.
Ben şehir merkezinde alışveriş yapıyordum.
- Okulumuz kasabanın merkezindedir.
- Okulumuz şehrin merkezindedir.
Ben bir nörobilimciyim ve odaklandığım yer içerisi,
Orta ve Güney Amerika ormanlarında yaşıyorlar
dünyanın merkezinde bir çekirdek var
Oteller için bilgi merkezi nerede?
Köyün merkezinde bir kaynak var.
Odanın ortasına oturduk.
O, mağazadaki taksiden indi.
O, ilgi odağıdır.
Hangi tren şehir merkezine gider?
O her zaman ilgi odağı olmalı.
Orta ve Güney Amerika'da İspanyolca konuşulmaktadır.
O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.
Köyün merkezinde bir bayrak var.
Bu taşın ortasında bir deliği var.
Evin şehir mekezinde sanıyordum.
Tom her zaman ilgi odağı olmak ister.
Haftada birkaç kez şehir merkezine giderim.
Dünyanın evrenin merkezi olmadığını bilmelisin.
Orta Anadolu'daki eski bir Neolitik kazı yeri.
artık pek de sormuyorum.
ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.
AVM veya pazar alışverişleri...
Melbourne şehir merkezindeki bu gececi keseli sıçanlar gibi.
Bugün avm o gün kapı açıyorlar
- Paris bir şekilde, dünyanın merkezidir.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
Şehir merkezinde onun bir kitapçı dükkânı var.
Yıllar önce, ben Hiroşima'nın merkezini ziyaret ettim.
Onun yaşadığı otel kent merkezindedir.
Alışveriş merkezi terk edilmiş.
Okulumuz şehrin merkezinde.
Meteoroloji bürosu bir sert hava uyarısı yayınladı.
Otobüs seni şehir merkezine bırakacak.
Alışveriş merkezi bir mil ilerde.
Mağazada yeni bir şapka aldım.
Un ve diğer malzemeler için kente gidiyorum.
Tom odanın ortasında durdu.
Şehrin ortasında bir park var.
Bu sokak sizi şehrin merkezine çıkaracak.
Tom her şeyi odanın ortasına yığdı.
Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
12 yaşındaydım ve bir AVM'de keşfedilmiştim.
kurucusu ve CEO'su.
kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.
Ortada, ormandaki bir manastır var.
Çok sürmeden süvariler merkezde çarpışmaya girdi.
Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.
...merkezlerine doğayı yerleştirme gücüne sahibiz.
Merkez Bir denen bir şey vardı.
Şanlıurfa'nın merkezine 12 km uzaklıkta bir yerde
Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.
O, şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmaz.
Park şehrin merkezindeydi.