Examples of using "Hablaba" in a sentence and their turkish translations:
Çok konuşmuyordu
Çok yüksek sesle konuştu.
O, Japoncayı iyi konuştu.
O kimle konuştu?
Kim Fransızca konuştu?
çok konuşmazdı da
Yürürken konuşuyordu.
Ben senin arkadaşınla konuşuyordum.
Onlardan hiçbiri konuşmadı.
Konuştum.
Ama kimse bundan bahsetmedi.
O, Fransızcada akıcıydı.
O konuşuyorken onun lafını kesti.
Tom, Mary ile konuşmazdı.
Berberice konuşuyordu.
Berberîce konuştu.
Okulda çok az konuşurdum
Bana kaç dil konuştuğumu sordu.
Onun İngilizce konuşabildiğini bilmiyordum.
Ne kadar çok konuştuysa, o kadar çok sıkıldım.
Belki de o seninle ilgili bahsetmiyordu.
Tom Fransızcayı çok iyi konuşmadı.
Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi.
Tom'un Fransızca konuştuğunu bilmiyordum.
Tom Fransızca konuşamadığını itiraf etti.
O gittikçe daha yüksek sesle konuştu.
çünkü koca sesiyle ortama hükmederdi.
Bu yüzden ben bu anın dönüm noktası hakkında konuştuğum zaman,
Çocuk parlayan gözlerle konuştu.
O, Japoncayı iyi konuştu.
Bana Tom'un Fransızca konuşamadığı söylendi.
Benimle zar zor konuştu.
Tom gereğinden yüksek sesle konuşuyordu.
ve bana flört hayatı hakkında çok şey anlattı
Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.
O konuşulmazsa, konuşmadı.
O konuşurken, resimler aklıma geldi.
Telefona cevap veren kadın Fransızca konuştu.
- Tom sakince konuştu.
- Tom sakin bir sesle konuştu.
O, yürürken konuşuyordu.
O, babamla konuşurken, o onun sözünü kesti.
Başka bir şey hakkında konuşuyordum.
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
Jessie Fransızcayı kötü; Almancayı daha da kötü konuşuyordu.
- Başka bir kızla konuştuğunda onu kıskanıyordu.
- Başka bir kızla konuştuğunda, o kıskanmıştı.
John, Tupi'nin Brezilya'da konuşulduğunu bilmiyordu.
Tom Mary'nin çok akıcı şekilde Fransızca konuştuğunu bilmiyordu.
Yabancı, anadili gibi Japonca konuştu.
Odaya her gelenle konuştu.
Konuştuğum adam İngilizce öğretmenimdir.
İki yıl sonra, o çoktan akıcı Almanca konuşuyordu.
Tom Fransızca konuşabildiğini söyledi.
Tom Mary'ye üç dilden daha fazla konuşup konuşmadığını sordu.
fakat bu hayatımda Fransızca konuştuğum ilk andı.
ve tekrar tekrar konuşmaya başladılar.
Tom duygularından bahsetmeyen bir aileden geldi.
Tom Mary'nin bahsettiği şeyi anlamış gibi kafasını salladı.
Bir panelde bir transhümanistleydim, sürekli tekillik hakkında konuşup durdu.
Tom Fransızca konuştuğu için onun ne söylediğini anlayamadım.
Üç yıl Fransızca öğrendikten sonra, Tom onu oldukça iyi konuşabildi.
Fransızca konuşmama rağmen onlar anlamadılar.
O sarhoşken kuzenim, İsa'nın her gece onunla konuştuğunu söyledi.
ve aslında hiç Almanca konuşmadığımı fark ettim
Senin hakkında konuştuğumu kim söyledi?
Ne hakkında konuştun?
Herkes hep birden konuşuyordu, bu yüzden söylemeye fırsat bulamadım.
Jorge Luis Borges, büyükannelerinden biri İngiliz olduğu için İngilizce ve İspanyolca konuştu.
Köydeki insanlar hâlâ Tom'un öldüğü korkunç şekilden bahsediyorlardı.