Translation of "Lugares" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Lugares" in a sentence and their turkish translations:

¿Qué lugares disfrutas?

- Ne tür mekanlardan hoşlanırsın?
- Ne tür mekanlardan hoşlanırsınız?

- ¿Qué lugares desearías visitar?
- ¿Qué lugares le gustaría visitar?

Hangi yerleri ziyaret etmek istersiniz?

O lugares para vivir.

ya da yaşanacak yerler.

Las serpientes adoran estos lugares.

Yılanlar, aklınıza ne gelirse. Buraya bayılıyor olmalılar.

lugares como Rhode Island, Pensilvania,

Rhode Island, Pennsylvania gibi yerleri

Estaría en muchos lugares diferentes

Ben de çok farklı yerlerde olurdum

Él estuvo en varios lugares.

O birçok yerde bulundu.

Visitamos lugares de interés histórico.

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

Tengo miedo a los lugares cerrados.

- Kapalı yer korkum var.
- Bir mekanda uzun süre kalma korkum var.

¿Qué tipo de lugares te gustan?

Ne tür yerlerden hoşlanırsın?

Hay tantos lugares que quiero visitar.

Ziyaret etmek istediğim birçok yer var.

Visitamos los lugares históricos del país.

Ülkenin tarihi yerlerini ziyaret ettik.

Él conoce una infinidad de lugares.

O sayısız yer bilir.

En Japón hay muchos lugares hermosos.

- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
- Japonya'da çok sayıda güzel yerler vardır.

Aunque éramos trabajadores imprescindibles en tantos lugares

çünkü bizler birçok yerde gerekli işçilerdik

Y entonces me iba de esos lugares

bu ortamı terk ettiğimde ise

De lugares tan diferentes, es un milagro.

yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

Generalmente, nos apresuramos a reconstruir estos lugares

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek

Los lugares más antinaturales de la Tierra.

Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.

Y, en algunos lugares, toman el control.

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

En los lugares más sumergidos de Uruguay.

bunları inşa etmeye başladık.

Los lugares vacíos producen los mejores ecos.

Boş yerler en iyi yankıları üretir.

Vale la pena de visitar ambos lugares.

Her iki yer de ziyaret edilmeye değer.

Hay muchos lugares para ver en Hokkaido.

Hokkaido'da görülecek çok yer var.

Decidamos los lugares que vamos a visitar.

Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.

Nosotros tenemos otros lugares a donde ir.

Gidecek başka bir yerimiz var.

Tom desearía poder intercambiar lugares con Mary.

Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.

Miró el mapa y señaló algunos lugares.

Haritaya bakıp bazı yerlere işaret koydu.

Puedo encontrar comedia en un montón de lugares,

Geçmişimde engel gibi görünen bir şeyi benimsememin

Y hacer comedia común en lugares no comunes.

kahkahayı ortak alanlar dışındaki yerlerde sıradan bir şey yapmaya başladık.

Y eso fue estudiado en lugares como Harvard

ve bu çalışmaları Harvard, burada New York Mount Sinai,

Yo los llamo "lugares de trabajo psicológicamente seguros".

Ben bu özel iş yerlerini psikolojik güven ortamı olarak nitelendiriyorum.

Y la existencia de vida en otros lugares.

sorgulamaya başlamış bir tür.

Son tan comunes en algunos lugares. Hay muchas.

Bazı yerlerde çok fazlalar, sayıları inanılmaz.

Tenemos gente y lugares en todo el mundo

Dünyadaki tüm topluluklarda,

Los cementerios no son solo lugares de muerte.

...mezarlıklarda sadece ölümle karşılaşılmaz.

Y solo se encuentran en algunos lugares especiales.

Sadece birkaç özel yerde bulunur.

Todos los lugares son igualmente distantes del cielo.

Gökyüzünden bütün yerler aynı mesafededirler.

Los gatos pueden ver incluso en lugares oscuros.

Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.

- Tengo miedo a los lugares cerrados.
- Tengo claustrofobia.

- Kapalı yer korkum var.
- Klostrofobim var.

Tom evitaba los lugares donde la gente fumaba.

Tom insanların sigara içtiği yerlerden kaçındı.

No imaginan los lugares donde este arbusto puede crecer.

Bu çalının büyüyebileceği yerleri hayal dahi edemezsiniz.

En nuestra vida cotidiana en nuestros lugares de trabajo,

Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde

Hace que las ciudades sean mejores lugares para vivir.

şehirleri daha iyi yaşanacak yerlere dönüştürür.

De esta manera, en muchos lugares del entorno natural.

bu sayede doğal ortamda birçok yerde

En muchos lugares los ciegos venden billetes de lotería.

Pek çok yerde kör kişiler piyango bileti satarlar.

No puedes estar en dos lugares al mismo tiempo.

Aynı anda iki yerde olamazsın.

No puedo estar en dos lugares al mismo tiempo.

Aynı anda iki yerde olamam.

Hay un montón de lugares para ver por ahí.

Buralarda görülecek çok yer var.

Ella casi nunca va a esa clase de lugares.

O öyle yerlere pek gitmez.

lugares donde los niños se sientan seguros, cuidados y valorados.

okullarımızı sıcak yuvalar hâline getirebiliriz.

Varios salieron de África hacia lugares más fríos y oscuros

Bazı insanlar Afrika'dan çıkıp daha soğuk daha karanlık yerlere gittiler

Las criaturas se van a esconder en lugares más frescos.

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

Sin embargo, cada vez es más difícil encontrar lugares silenciosos

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

¡Estoy en camino a uno de mis mayores lugares favoritos!

Şimdiye kadar en sevdiğim yerlerden birine gidiyorum!

No se puede estar en dos lugares a la vez.

Bir kerede iki yerde olamazsın.

Cuzco es uno de los lugares más interesantes del mundo.

Cuzco, dünyada en çok ilgi çeken yerlerden birisi.

Tom hizo una lista de los lugares que quiere visitar.

Tom ziyaret etmek istediği yerlerin bir listesini yaptı.

De cuán seguido pasa esto en los lugares de trabajo modernos.

bunun, modern iş yerinde ne kadar sık görüldüğünün farkındasınızdır.

Los Ángeles es uno de los lugares que me gustaría visitar.

Los Angeles ziyaret etmek istediğim yerlerden biridir.

En lugares en construcción se debe llevar casco en todo momento.

Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.

Es uno de los mejores lugares para comer en la ciudad.

Yemek yemek için kentteki en iyi yerlerden biri.

Es entonces cuando un artista y sus dobles intercambian sutilmente lugares,

Ve bu da oyuncuların dublörleriyle ustaca yerlerini

A veces los lugares están encauzando mal la culpa sobre ellos mismos.

Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.

Los lugares oscuros y húmedos son buenos para hallar bichos. Iremos allí.

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

Y desde entonces, hicimos, en la oficina, muchos otros lugares para personas.

O zamandan beri ofiste insanlar için birçok yer tasarladık.

Si se pueden proteger más lugares como este, quizá, siga ese crecimiento.

Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.

Pero su talento para pintar desde joven lo llevaría a otros lugares

Ama küçük yaştan itibaren resime olan yeteneği onu başka yerelere taşıyacaktı

Me hizo darme cuenta de lo valiosos que son los lugares silvestres.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

La buena noticia es que no todos los lugares de trabajo son así.

İyi haber şu ki iş yerlerinin hepsi böyle değil.

Soy Bear Grylls y he sobrevivido en los lugares más duros del planeta.

Benim adım Bear Grylls ve ben dünyadaki en zorlu yerlerde hayatta kalmayı başardım.

A lugares muy aislados a los que no hay otro modo de llegar.

ilaç götürmek isteyen doktorların kullandığı bir güzergâh.

Es uno de los lugares más concurridos de la Tierra. Población: 20 millones.

Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.

Se trajeron piedras importantes de lugares importantes que son más antiguos que usted

kendinden daha eski olan önemli yerlerden önemli taşlar getirtildi

Y espero que Uds. me ayuden a crear este tipo de lugares de trabajo,

ve umarım siz bana bunlar gibi iş ortamları yaratmada yardım edersiniz

Pero lo cierto es que de muchas maneras y en muchos lugares del mundo,

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

Pero los lugares más cercanos para alimentarse pueden estar a más de 100 kilómetros.

Ama beslenecek en yakın yerlerin uzaklığı 100 kilometreyi aşabiliyor.

Mañana haremos una parada en el camino y visitamos los lugares de por allí.

Yarın yolda durup şuradaki yerleri gezeriz.

Un año no es tiempo suficiente para poder visitar todos los lugares de Kioto.

Bir yıl Kyoto'daki bütün yerleri ziyaret etmek için yeterli değil.

Tom se estacionó en uno de los lugares vacíos en frente de la biblioteca.

Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

En algunos lugares, el océano tiene más profundidad que la altura de las montañas más altas.

Bazı yerlerde, okyanus en yüksek dağların yüksekliğinden daha derindir!

Su trabajo consistiría en estudiar la superficie de la Luna en busca de futuros lugares de aterrizaje.

Görevi, gelecekteki iniş yerleri için Ay'ın yüzeyini incelemek olacaktır.

He tenido que cortar por varios lugares y estirar de forma que los países se ven torcidos.

bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.

Al principio, es difícil entrar al agua. Es uno de los lugares más salvajes y aterradores del planeta para nadar.

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.