Translation of "Londres" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Londres" in a sentence and their turkish translations:

- Voy para Londres.
- Voy a Londres.

Londra'ya gidiyorum.

- Ella vive en Londres.
- Vive en Londres.

- O Londra'da yaşamaktadır.
- O, Londra'da yaşıyor.

- Irán en coche a Londres.
- Conducirán hasta Londres.

Onlar Londra'ya gidecekler.

Estoy en Londres.

Ben Londra'dayım.

Vive en Londres.

- O Londra'da yaşamaktadır.
- O, Londra'da yaşıyor.

¿Estoy en Londres?

Ben Londra'da mıyım?

Voy para Londres.

Ben Londra'ya gidiyorum.

Iré a Londres.

Ben Londra'ya gideceğim.

Salen para Londres.

Onlar Londra'ya gidiyorlar.

Llegué a Londres.

Londra'ya vardım.

Soy de Londres.

Londralıyım.

- ¿Cuándo llegó usted a Londres?
- ¿Cuándo llegaste a Londres?

Londra'ya ne zaman vardınız?

- Me gustaría ir a Londres.
- Me gustaría visitar Londres.

Londra'yı ziyaret etmek istiyorum.

- ¿Cuándo vas a estar en Londres?
- ¿Cuándo estarás en Londres?

Ne zaman Londra'da olacaksın?

Aquí estamos en Londres,

Burası Londra.

Nancy es de Londres.

Nancy Londralıdır.

Quiero ir a Londres.

Londra'ya gitmek istiyorum.

Ella vive en Londres.

O, Londra'da yaşıyor.

Llegó ayer a Londres.

O, dün Londra'ya vardı.

¿Cuándo regresó de Londres?

Londra'dan ne zaman döndün?

Laurie fue a Londres.

Laurie, Londra'ya gitti.

Él vive en Londres.

O, Londra'da yaşıyor.

¿Cuándo regresaste de Londres?

Londra'dan ne zaman geri döndün?

Llegamos a Londres ayer.

Biz Londra'ya dün vardık.

¿Cuándo estuviste en Londres?

Sen ne zaman Londra'daydın?

¿Cuándo estarás en Londres?

Ne zaman Londra'da olacaksın?

- ¿Cuántos días estarás en Londres?
- ¿Cuántos días te quedarás en Londres?

Londra'da kaç gün kalacaksın?

- Comparado con Tokio, Londres es pequeño.
- Londres es pequeño comparado con Tokyo.

Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.

- Ya he estado en Londres antes.
- Ya he estado antes en Londres.

Daha önce Londra'da bulundum.

- Él estuvo en Londres tres veces.
- Ha estado en Londres tres veces.

- O üç kez Londra'da bulundu.
- Üç kez Londra'ya gitti.

Hay muchos parques en Londres.

Londra'da çok sayıda park vardır.

Encargué un libro de Londres.

Londra'dan bir kitap sipariş ettim.

El tren llegó a Londres.

Tren Londra'ya vardı.

Él se fue a Londres.

O, Londra'ya gitti.

Me gustaría ir a Londres.

Londra'ya gitmek isterim.

El estudiante vino de Londres.

Öğrenci Londra'dan geldi.

¿Visitaste la Torre de Londres?

Londra Kulesini ziyaret ettiniz mi?

Todo es caro en Londres.

Londra'da her şey pahalı.

Hace buen tiempo en Londres.

Londra'da hava iyidir.

Voy a Londres con frecuencia.

Sık sık Londra'ya giderim.

Estuvimos en Londres dos semanas.

Londra'da iki hafta kaldık.

Alcanzaremos Londres antes del anochecer.

- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.

Pedí algunos libros desde Londres.

Londra'dan bazı kitaplar sipariş ettim.

Fui en autobús hasta Londres.

Londra'ya kadar otobüsle gittim.

Él salió hacia Londres anteayer.

O önceki gün Londra için yola çıktı.

El estudiante regresó de Londres.

- Öğrenci, Londra'dan geri geldi.
- Öğrenci, Londra'dan geri döndü.

Fue a Londres en 1970.

O, 1970'te Londra'ya gitti.

¿Ese día fuiste a Londres?

O gün Londra'ya gittin mi?

¿Qué haces tú en Londres?

Londra'da ne yaparsın?

Londres fue bombardeada varias veces.

Londra defalarca bombalandı.

- La conocí en Londres.
- Me encontré con ella por primera vez en Londres.

Ben onunla ilk kez Londra'da karşılaştım.

- Él viaja a Londres una vez al mes.
- Él viaja a Londres mensualmente.

O, ayda bir kez Londra'ya gider.

¿Qué hora es ahora en Londres?

Londra'da şu anda saat kaç?

En Londres ahora son las siete.

Şimdi Londra'da saat yedi.

Londres es la capital de Inglaterra.

Londra İngiltere'nin başkentidir.

Bell vivía antes en Londres, ¿no?

Bell Londra'da yaşardı, değil mi?

El tren tiene como destino Londres.

Tren Londra'ya gidecek.

En Londres hay muchos parques bonitos.

Londra'da birçok güzel park vardır.

He estado en Londres dos veces.

- Ben iki kez Londra'da bulundum.
- İki kez Londra'da bulundum.

Fue a Londres hace dos años.

O, iki yıl önce Londra'ya gitti.

Volé desde Londres hasta Nueva York.

Londra'dan New York'a uçtum.

Ella fue desde Londres a París.

O, Londra'dan Paris'e gitti.

El año pasado viajamos a Londres.

Geçen yıl, biz Londra'ya gezi yaptık.

Ellos cancelaron su visita a Londres.

Londra ziyaretlerini iptal ettiler.

Sé que se fue a Londres.

Onun Londra'ya gittiğini biliyorum.

Estuve en Londres el mes pasado.

Geçen ay Londra'daydım.

¿Cuánto tiempo te quedarás en Londres?

Londra'da kaç gün kalacaksın?

Llegamos a Londres a la medianoche.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

Londres es grande comparado con París.

Londra Paris ile karşılaştırıldığında büyüktür.

Estuvimos en Londres el invierno pasado.

Biz geçen kış Londra'daydık.

Volamos de Londres a Nueva York.

Londra'dan New York'a uçtuk.

Le enseñamos algunas fotos de Londres.

Ona Londra'nın bazı resimlerini gösterdik.

Jim se ha ido a Londres.

Jim Londra'ya gitti.

¿Puedo llamar a Londres desde aquí?

Buradan Londra'yı arayabilir miyim?

¿Ha estado alguna vez en Londres?

Londra'da bulundun mu?

Londres es pequeño comparado con Tokio.

Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.

Él fue a Londres vía París.

O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.

Fuimos a Londres el año pasado.

- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.

Comparado con Tokio, Londres es pequeño.

Tokyo'ya kıyasla, Londra küçük.

El próximo año iré a Londres.

Gelecek yıl Londra'ya gideceğim.