Examples of using "Llevé" in a sentence and their turkish translations:
Onu hastaneye götürdüm.
Çocuğumu aldım.
Kutuyu omzumda taşıdım.
Ben Tom'u hastaneye götürdüm.
Temizlenecek elbiselerimi aldım.
Yanlışlıkla senin şemsiyeni aldım.
Ona bir fincan kahve götürdüm.
Köpeğimi veterinere götürdüm.
Onu eve götürdüm.
Ağır çantayı sırtımda taşıdım.
Onu yatağa geri götürdüm.
Çocukları okula götürdüm.
ve kariyerimin şokunu yaşadım.
Kapıyı açtığımda ne biçim korktum!
Onu Kyoto Kraliyet Sarayına götürdüm.
Bir yaban arısı beni soktu.
- Ben kamerayı beraberimde götürdüm.
- Kamerayı yanıma aldım.
Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.
Sadece planı yapmadım, onu uyguladım.
Burası ilk buluşmamızda kız arkadaşımı götürdüğüm yer.
Araba bozuldu ve onarmak için onu garaja getirdim.
Onunla geçinmedim.
kendi web sayfamda bir çalışma yaptım, ve yaklaşık 400 kişi katıldı.
Ödünç aldığım kitapları sana geri vermek için geldim.
Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesi bir bira fabrikasına sahipti.
Barda yanımda oturan şafak sökene kadar beraber içtiğim adamlarla gerçekten iyi anlaştım.